means-a- teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- <span class="word-self">meansspan>
- vasıta
Bazı kaçış vasıtaları bulmalıyız.
- We must devise some means of escape.
O, resimler vasıtasıyla fikrini açıkladı.
- She explained her idea by means of pictures.
- <span class="word-self">meansspan>
- {i} araç
Mümkün olan tüm araçlar denendi.
- All possible means have been tried.
Taşımacılık araçlarımız yok.
- We have no means of transportation.
- <span class="word-self">meansspan>
- {i} vesile
- by no <span class="word-self">meansspan>
- asla
Astronomi asla yeni bir bilim değildir.
- Astronomy is by no means a new science.
Onun asla cesareti eksik değil.
- He is by no means wanting in courage.
- by no <span class="word-self">meansspan>
- katiyen
- by no <span class="word-self">meansspan>
- kesinlikle
Çeviri kesinlikle kolay değil.
- Translation is by no means easy.
Ayda bir milyon yen kazanmak kesinlikle olanaksızdır.
- It's by no means impossible to earn one million yen a month.
- <span class="word-self">meansspan>
- ulaşım araçları
- <span class="word-self">meansspan>
- (Dilbilim) aracı
Ancak, sadece insan topluluğunun bir iletişim aracı olarak sözlü dili vardır.
- However, only the human community has verbal languages as a means of communication.
Dil bir iletişim aracıdır.
- Language is a means of communication.
- <span class="word-self">meansspan>
- kolaylık
- by <span class="word-self">meansspan> of
- marifetiyle
- by <span class="word-self">meansspan> of
- yardımıyla
- by <span class="word-self">meansspan> of
- kanalıyla
- <span class="word-self">meansspan>
- (Matematik) içler
- <span class="word-self">meansspan>
- (Ticaret) araçlar
Taşımacılık araçlarımız yok.
- We have no means of transportation.
Olası tüm araçları denedim.
- I tried all possible means.
- <span class="word-self">meansspan> of communications
- (Askeri) iletişim araçları
- <span class="word-self">meansspan> of conveyance
- (Ticaret) nakil vasıtası
- <span class="word-self">meansspan> of livelihood
- geçim yolu
- <span class="word-self">meansspan> of payment
- (Ticaret) ödeme araçları
- <span class="word-self">meansspan> of subsistence
- nafaka
- <span class="word-self">meansspan> of transport
- ulaşım imkanları
- <span class="word-self">meansspan> of transport
- (Ticaret) nakil aracı
- <span class="word-self">meansspan> of transport
- (Askeri) ulaştırma vasıtaları
- <span class="word-self">meansspan> of transport
- taşıtlar
- <span class="word-self">meansspan> of transport
- bazı ulaşım araçları
- <span class="word-self">meansspan> to an end
- araç
- <span class="word-self">meansspan> to an end
- vasıta
- other <span class="word-self">meansspan>
- (Ticaret) suveri saire
- other <span class="word-self">meansspan>
- diğer araçlar
- sufficient <span class="word-self">meansspan>
- (Ticaret) kafi vasıtalar
- sufficient safety <span class="word-self">meansspan>
- yeterli güvenlik önlemleri
- transportation <span class="word-self">meansspan>
- (Turizm) ulaştırma aracı
- try other <span class="word-self">meansspan>
- başka bir yol bul
- as <span class="word-self">aspan> <span class="word-self">meansspan> of
- yoluyla
- by all <span class="word-self">meansspan>
- elbette
Elbette problemi çözmeye çalışacağım.
- I'll try to solve the problem by all means.
Bunu elbette yapacağım.
- I'll do that by all means.
- by any <span class="word-self">meansspan>
- her ne şekilde olursa olsun
- by <span class="word-self">meansspan> of
- sayesinde
- by <span class="word-self">meansspan> of
- kullanarak
- by natural <span class="word-self">meansspan>
- doğal nedenlerle
- by no manner of <span class="word-self">meansspan>
- kesinlikle
- by no manner of <span class="word-self">meansspan>
- hiçbir şekilde
- by no <span class="word-self">meansspan>
- hiç
O hiçbir şekilde kibar değil.
- She is by no means polite.
O hiçbir şekilde anjelik değildir.
- She is by no means angelic.
- by no <span class="word-self">meansspan>
- hiçbir suretle
- by some <span class="word-self">meansspan> or other
- şu veya bu şekilde
- by this <span class="word-self">meansspan>
- bu suretle
- chemical <span class="word-self">meansspan>
- kimyasal yollar
- <span class="word-self">meansspan>
- para
Başarı çok para anlamına gelir, değil mi?
- Success means much money, doesn't it?
O, kazandığından çok para harcıyor.
- She lives beyond her means.
- <span class="word-self">meansspan>
- yöntem
- <span class="word-self">meansspan>
- gelir
Bu işaret yürüme anlamına gelir.
- This signal means don't walk.
Eğer patronun seni kovarsa, bu işten atıldığın anlamına gelir.
- If your boss sacks you, it means you're fired.
- <span class="word-self">meansspan>
- yol
Akla gelebilecek her yolu denedim.
- I have tried every means imaginable.
Onu ikna etmek için her yolu kullanmalıyız.
- We have to use every means to persuade him.
- <span class="word-self">meansspan>
- servet
- <span class="word-self">meansspan>
- çare
- <span class="word-self">meansspan> of communication
- iletişim araçları
- <span class="word-self">meansspan> of transport
- ulaşım araçları
- <span class="word-self">meansspan> of transportation
- ulaşım vasıtası
- private <span class="word-self">meansspan>
- özel gelirler
- <span class="word-self">meansspan>
- {i} varlık
- <span class="word-self">aspan> <span class="word-self">meansspan> of
- Bir yolu
O, Nancy ile özel olarak konuşmanın bir yolunu buldu.
- He contrived a means of speaking to Nancy privately.
- as <span class="word-self">meansspan>
- anlamına geldiğine
- beyond his <span class="word-self">meansspan>
- Onun anlamı ötesinde
- beyond one's <span class="word-self">meansspan>
- (deyim) Karşılyabileceğinden fazla harcayarak, müsrifçe
- beyond one's <span class="word-self">meansspan>
- biri demektir ötesinde
- by any <span class="word-self">meansspan> of
- herhangi bir yolla
- by <span class="word-self">meansspan> of
- Aracılığıyla, vasıtasıyla
- by <span class="word-self">meansspan> of
- vasıtasıyla
Dil vasıtasıyla düşüncelerimizi ifade ederiz.
- We express our thoughts by means of language.
Bir buhar makinesi onun vasıtasıyla ısının işe dönüştürüldüğü bir makinedir.
- A steam engine is a machine by means of which heat is transformed into work.
- by <span class="word-self">meansspan> of the optometer
- optometre ile
- by some <span class="word-self">meansspan> or other
- su veya bu şekilde
- choicely, by <span class="word-self">meansspan> of selection
- choicely, seçim yoluyla
- compare <span class="word-self">meansspan>
- ortalama değerin karşılaştırılması
- end justifies the <span class="word-self">meansspan>
- sonu anlamına gelir haklı
- ends and <span class="word-self">meansspan>
- Amaçlar ve araçlar: "The ends justify the means. - Amaca giden her yol mubahtır."
- ends justify <span class="word-self">meansspan>
- Başarıya giden her yol mubahtır
- erythema <span class="word-self">meansspan> red or <span class="word-self">aspan> reddish color
- eritem veya kırmızımsı bir renk kırmızı anlamına gelir
- evacuate <span class="word-self">meansspan> to empty or remove the contents
- tahliye boş veya içeriği kaldırmak anlamına gelir
- it <span class="word-self">meansspan> mischief
- o fesat anlamına gelir
- it <span class="word-self">meansspan> nothing to him
- ona hiçbir şey ifade
- language <span class="word-self">meansspan>
- dil araçları
- live beyond one's <span class="word-self">meansspan>
- (deyim) Bkz. beyond öne's means
- <span class="word-self">meansspan> of communication
- İletişim aracı
- <span class="word-self">meansspan> to
- anlamına gelir
- <span class="word-self">meansspan> to an end
- Bir amaca ulaşmayı sağlayan araç, vasıta
- <span class="word-self">meansspan> to an end
- sona demektir
- <span class="word-self">meansspan>-tested benefits
- demektir-test faydaları
- psychoanalysis by <span class="word-self">meansspan> of hypnosis
- hipnoz yoluyla psikanaliz
- resources; <span class="word-self">meansspan>
- kaynaklar; anlamına gelir
- the <span class="word-self">meansspan> of
- araçları
- which <span class="word-self">meansspan>
- yani
- by any <span class="word-self">meansspan>
- hiç
O, hiçbir şekilde berbat çürüyen soğan kokusuna tahammül edemedi.
- He could not by any means tolerate the ghastly smell of rotting onion.
- by no manner of <span class="word-self">meansspan>
- katiyen
- man of <span class="word-self">meansspan>
- varlıklı kimse
- <span class="word-self">meansspan> of appeal
- (Kanun) temyiz yolları
- <span class="word-self">meansspan> of exchange
- (Ticaret) mübadele vasıtası
- ways and <span class="word-self">meansspan>
- (Ticaret) geliri çoğaltma usulleri