These containers are pretty inexpensive.
- Bu kaplar oldukça ucuzdur.
This container is completely watertight.
- Bu kap tamamen su geçirmez.
Please, urinate in this vessel!
- Lütfen bu kap içerisine işeyin.
There is a lid for every pot.
- Her tencere için bir kapak var.
Cover the pot while you cook.
- Yemek pişirirken tencerenin kapağını kapatın.
In case of an earthquake, turn off the gas.
- Bir deprem durumunda, gazı kapatın.
I locked the door, in case someone tried to get in.
- Birisi içeri girmeye çalışır diye kapıyı kilitledim.
The hill was all covered with snow.
- Tepe tamamen karla kaplıydı.
The warranty doesn't cover normal wear and tear.
- Normal aşınma ve yıpranma garanti kapsamında değildir.
She handed him his jacket then opened the door and asked him to leave.
- O, ona ceketini uzattı sonra kapıyı açtı ve onun gitmesini rica etti.
He zipped up his jacket.
- O, ceketinin fermuarını kapadı.
The captain of the ship decided to change course.
- Geminin kaptanı rota değiştirmeye karar verdi.
Tom collects teddy bears, postcards and stamps, old coins, stones and minerals, number plates and hubcaps - in short: almost everything.
- Tom oyuncak ayıları, kartpostal ve pulları, eski paraları, taş ve mineralleri, trafik plakaları ve jant kapaklarını yani kısacası hemen hemen her şeyi toplar.
Once the epiphyseal plates close, you can't grow any taller.
- Büyüme kıkırdakları kapandığı an artık boyunuz uzayamaz.
Put these dishes inside the drawer, please.
- Bu kapları çekmeceye koyun lütfen.
Just after putting away the dishes, Joan heard the doorbell ring.
- Tam bulaşıkları kaldırdıktan sonra, Joan kapı zilinin çaldığını duydu.
The dog snapped up the meat.
- Köpek eti havada kaptı.
Tom snapped his fingers and pointed to the door.
- Tom parmaklarını şakırdattı ve kapıyı gösterdi.
A big city is full of snatchers.
- Büyük şehirler kapkaççılarla doludur.
Her boyfriend was a snatcher.
- Erkek arkadaşı bir kapkaççıydı.
Can you see that mountain with the snow-covered peak?
- Tepesi karla kaplı olan şu dağı görebiliyor musun?
Can you walk with your eyes closed?
- Gözlerin kapalı yürüyebiliyor musun?
What does a Dutchman do after winning the World Cup? He turns the playstation off.
- Bir Hollandalı, Dünya Kupasını kazandıktan sonra ne yapar? Playstation'ı kapatır.
Tom ate one of Mary's cupcakes.
- Tom Mary'nin kapkeklerinden birini yedi.
Put these dishes inside the drawer, please.
- Bu kapları çekmeceye koyun lütfen.