intermediate to; common, shared

listen to the pronunciation of intermediate to; common, shared
İngilizce - Türkçe
için ara;, paylaşılan ortak
between
arasına

Tom Mary ve John'un arasına sığışmaya çalıştı. - Tom tried to squeeze in between Mary and John.

Tom bir kaya ve sert bir yer arasına sıkıştı. - Tom is caught between a rock and a hard place.

between
arasında

Facebook ve Twitter arasındaki fark, Twitter'ın bir mikroblog servisi olmasıdır. - Difference between Facebook and Twitter is, Twitter is a microblogging service.

Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki bir savaşın patlak verdiği Aralık 1941'de henüz doğmamıştım. - I was not yet born when a war between Japan and the U.S. broke out in December 1941.

between
in between sallantıda
between
Xbetween arada
between
ortada
between
ila

Akşam yemeği saat 9 ila 12 arasında servis edilir. - The evening meal is served between 9 and 12.

Flandre'da İngilizce olarak ders veren profesör ve öğretim elemanlarının yüzde 10 ila 20 arasındakileri, gerekli dil seviyesine ulaşmadılar. - In Flanders between 10 and 20 percent of professors and lecturers teaching in English did not attain the required language level.

between
aralık

Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki bir savaşın patlak verdiği Aralık 1941'de henüz doğmamıştım. - I was not yet born when a war between Japan and the U.S. broke out in December 1941.

Onlar arasındaki aralık daraldı. - The gap between them has narrowed.

between
aralarında

Aralarında gizli bir anlaşma var. - They have a secret understanding between them.

İki erkek çocuk yemeklerini kendi aralarında pişirdi. - The two boys cooked their meal between them.

between
arada

Arada hep bir kadın var. - There's always a woman in between.

O, arada balığa gitti. - He went fishing in between.

between
between arasında
between
few and far between nadiren
between
araya

Onun İlk askeri deneyimleri İngiliz sömürge imparatorluğu ve bağımsızlık arayan Boerler arasındaki savaşta yer aldı. - His first military experiences took place in the war between the British colonial empire and the Boers, who sought independence.

between
aralarından
between
ortaya

Esperanto: Avrupa veya Asya dili denemesinde Claude Piron, Esperanto ve Çince arasındaki benzerliği gösterdi ve Esperanto'nun yalnızca Avrupa merkezli olduğunu ortaya koydu. - In his essay Esperanto: European or Asiatic language Claude Piron has shown the similarities between Esperanto and Chinese, thereby putting to rest the notion that Esperanto is purely eurocentric.

İki ülke arasında her an bir ticari sürtünme ortaya çıkabilir. - Trade friction might arise between the two nations at any moment.

between
seyrek

Taksiler sağanak sırasında seyrekti. - Taxis are few and far between during a rainstorm.

between
(zarf) arada, ortasında, araya, arasına, ortada, ortaya
between
between you and me söz aramızda
İngilizce - İngilizce
{e} between
intermediate to; common, shared