Her halükarda çok geç.
- In any case, it's too late.
Her halükarda, gideceğiz.
- In any case, we'll go.
Her halukârda endişelenmene gerek yok.
- In any case, you don't need to worry.
Her halukârda ebeveynlerine itaat etsen iyi olur.
- In any case you had better obey your parents.
Her durumda, ben zaten tamamen size affettim.
- In any case, I've already entirely forgiven you.
Ne olursa olsun, makaleyi yazmayı bitirdim.
- In any case, I've finished writing the article.
Ne olursa olsun düşüncemi değiştirmeyeceğim.
- In any case, I won't change my mind.
Yağmur yağma ihtimaline karşı ceketini al.
- Take your coat in case it rains.
Nakliyatın gecikme ihtimaline karşı özel gecikme sigortamız var.
- In case the shipment is delayed, we have special delay insurance.
Gelemediği takdirde, onun yerini almak zorunda kalacaksınız.
- You'll have to take his place in case he can't come.
Yangın olduğu takdirde bu butona bas!
- Push this button in case of fire!
Yağmur yağmaya başlar diye yanına bir şemsiye al.
- Take an umbrella with you in case it begins to rain.
Tom ihtiyacı olur diye bıçağını getirdi.
- Tom brought his knife just in case he needed it.
Yangın durumunda bu camı kır.
- Break this glass in case of fire.
Yangın durumunda, bu düğmeye basın.
- In case of fire, press this button.
They've only been married a very few weeks, whether or not.
In case of emergency, break glass.
... media in any case. ...