İngilizce telaffuzumu geliştirmek istiyorum.
- I would like to improve my English pronunciation.
Roosevelt, Amerika'nın Japonya ile ilişkileri geliştirmek için çok çalıştı.
- Roosevelt worked hard to improve America's relations with Japan.
Macarcamı ilerletmek istiyorum.
- I'd like to improve my Hungarian.
Fransızcamı ilerletmek istiyorum ama gerçekten hiç vaktim yok.
- I would like to improve my French but I really have no time.
Öğrenci ilerlemek zorunda.
- The pupil has to improve.
Sarımsak yemeğin lezzetini artırmak için kullanılır.
- Garlic is used to improve the taste of food.
Dan eski kütüphanesini iyileştirmek için yerel vakıflardan fon aldı.
- Dan received funds from local foundations to improve his old library.
Dan, diğerlerinin yaşamını iyileştirmek istedi.
- Dan wanted to improve the lives of others.
Durumu düzeltmek için daha çok çalışmalıyız.
- To improve the situation, we must work harder.
İngilizce telaffuzumu geliştirmek istiyorum.
- I would like to improve my English pronunciation.
Roosevelt, Amerika'nın Japonya ile ilişkileri geliştirmek için çok çalıştı.
- Roosevelt worked hard to improve America's relations with Japan.
Tom İngilizcesini geliştirmek için çok çalışıyor.
- Tom is working hard to improve his English.
Egzersiz sağlığı geliştirir.
- Exercise improves health.
İlerleme için yer var.
- There's room for improvement.
Seni azarlarsam, ilerlemeni istediğim içindir.
- If I scold you, it is that I want you to improve.
... of technology to improve people's lives and the world ...
... What can we, as society, do to improve the chances of that? ...