You may choose whichever you like.
- Hoşlandığın herhangi birini seçebilirsin.
Take whichever you like.
- Hoşlandığın herhangi birini al.
You may have whatever book you want to read.
- Okumak istediğin herhangi bir kitabı alabilirsin.
You have nothing whatever to be embarrassed about.
- Hakkında mahcup olacağın herhangi bir şey yok.
You are under no obligation whatsoever to share this information.
- Bu bilgiyi paylaşmak için herhangi bir zorunluluk altında değilsin.
I have no interest whatsoever in eating English food.
- Herhangi bir İngiliz yemeğini yemeğe ilgim yok.
Open an image and select an image layout. Click Open for opening an image. Click Quit for quitting the program. Image Layout feature allows you to view in any layout.
- Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için Aça tıklatın. Programdan çıkmak için Çıkışı tıklatın. Resim Düzeni özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.
Can you see anything in there?
- Orada herhangi bir şey görebiliyor musun?
Tom certainly works as hard as anyone else on his team.
- Tom kesinlikle takımındaki herhangi biri kadar çok çalışıyor.
I'm not certain about anything.
- Herhangi bir şey hakkında emin değilim.
Anyone could do that.
- Herhangi biri onu yapabilir.
Everyone is a moon, and has a dark side which he never shows to anybody.
- Herkes bir aydır, ve herhangi birine asla göstermeyeceği karanlık bir tarafı vardır.
I am not frightened of anything.
- Herhangi bir şeyden korkmam.
Can you see anything in there?
- Orada herhangi bir şey görebiliyor musun?
I have Tom's address somewhere.
- Herhangi bir yerde Tom'un adresine sahibim.
Never have I heard anyone say a thing like that.
- Herhangi birinin öyle bir şey söylediğini asla duymadım.
Anyone could do that.
- Herhangi biri onu yapabilir.
Tom asked if anybody knew anything about Mary.
- Tom herhangi birinin Mary hakkında bir şey bilip bilmediğini sordu.
Tom didn't shoot anybody.
- Tom herhangi birine ateş etmedi.
You don't marry someone you can live with — you marry the person whom you cannot live without.
- Sen yaşayabileceğin herhangi biriyle evlenme - sen onsuz yaşayamayacağın kişiyle evlen.
It's not something anyone can do.
- Bu herhangi birinin yapabileceği bir şey değil.
I've kept a blog before. I didn't really have a set theme; I just blogged about whatever happened that day.
- Ben daha önce bir blog tuttum. Gerçekten belirli bir konum yoktu; Sadece o gün olan herhangi bir şeyi blogladım.
You have nothing whatever to worry about.
- Hakkında endişe edeceğin herhangi bir şey yok.
I have no interest whatsoever in eating English food.
- Herhangi bir İngiliz yemeğini yemeğe ilgim yok.
Sami had no education whatsoever.
- Sami'nin herhangi bir eğitimi yoktu.
Take either of the apples.
- Elmaların herhangi birini al.
You may take either of the glasses.
- Bardaklardan herhangi birini alabilirsin.
I didn't see either boy.
- Çocuklardan herhangi birini görmedim.
You may take either of the glasses.
- Bardaklardan herhangi birini alabilirsin.
Any one of us could suffer from malnutrition without knowing it!
- Herhangi birimiz bunu bilmeden yetersiz beslenmeye maruz kalabilir!
Any one of us could do it.
- Bizden herhangi biri onu yapabilirdi.
Take whichever you like.
- Hoşlandığın herhangi birini al.
Take whichever you want.
- İstediğiniz herhangi birisini alın.
If you divide any number by zero, the result is undefined.
- Eğer herhangi bir sayıyı sıfıra bölerseniz, sonuç tanımsızdır.
Can you see anything at all there?
- Orada herhangi bir şey görebiliyor musun?
Tom isn't currently working anywhere.
- Tom şu anda herhangi bir yerde çalışmıyor.
Tom says he thinks he could live anywhere.
- Tom herhangi bir yerde yaşayabileceğini sandığını söylüyor.
Take whichever one you like.
- İstediğiniz herhangi birisini alın.
Choose any one from among these.
- Bunların arasından herhangi birini seç.