Tom'un o şarkıyı tekrar söylemesini dinlemek zorunda olmak istemiyorum.
- I don't want to have to listen to Tom sing that song again.
Sizin için endişelenmek zorunda olmak istemiyorum.
- I don't want to have to worry about you.
Keşke bir zamanlar sahip olduğum tonu ve atikliği geri alabilsem.
- I wish I could get back the tone and nimbleness I once had.
Geçen yıl sahip olduğumdan daha fazla param var.
- I have more money than I had last year.
Karşılıklı adımlar atmak gerekmektedir.
- Mutual steps have to be taken.
Seni incitmek zorunda kalmak istemiyorum ama yoluma çıkarsan başka seçeneğim kalmayacak.
- I don't want to have to hurt you, but if you get in my way, I'll have no choice.
Sen sadece Tom'u öpmek zorunda kalmaktan korkuyorsun.
- You're just afraid you'll have to kiss Tom.
I had to work, if well I was very tired.
It has to be an electrical fault.
You have to wear a seat belt.
hâd.
... I DON'T KNOW. SOMEONE HAD TO DO SOMETHING. ...
... high school degree, you had to pass an exam. If you graduated in the top quarter of your ...