iPhone olağanüstü bir cep telefonu.
- The iPhone is an extraordinary cell phone.
Tom'un olağanüstü dereceleri var.
- Tom got extraordinary grades.
Tom olağandışı bir atlamacıdır.
- Tom is an extraordinary jumper.
Olağandışı bir şey görürsen polisi ara.
- Call the police if you see any extraordinary situation.
Ciddi ve sıradışı bir sorunum var.
- I have a serious and extraordinary problem.
Piyanistin sıradışı bir yeteneği var.
- The pianist is endowed with extraordinary talent.
Bir şey okumayan bir kişi görülmemiş bir kolaylıkla aldatılabilir.
- A person never reading anything may be fooled with an extraordinary easiness.
... who have done extraordinarily well because of this magnificent country that we live in, ...
... But you were extraordinarily skilled, ...