Definition of finish in English Turkish dictionary
- sona ermek 
 -  {i} bitiş 
Bob bitiş çizgisine ilk önce ulaştı.
 - Bob reached the finish line first.
Tom bitiş çizgisini geçerken sıcak ve yorgun görünüyordu.
 - Tom looked hot and tired as he crossed the finish line.
 - itmam etmek 
 -  (Teknik,Tekstil) aprelemek
 -  (Teknik,Tekstil) apre
 -  (Tekstil) çile
 - bozmak 
 - tümleme 
 - noktalamak 
 - mayna 
 -  (İnşaat) yüzey bitirme
 - sonuçlandırmak 
 - son verme 
 - tekmillemek 
 - nokta koymak 
 - son 
Okulu bitirdikten sonra yurtdışında eğitim yapacağım.
 - I will study abroad when I have finished school.
İşini bitirdikten birkaç dakika sonra, o yatmaya gitti.
 - A few minutes after he finished his work, he went to bed.
 - bitirmek 
Bir ayda işi tamamen bitirmek imkansız.
 - It is utterly impossible to finish the work within a month.
İşi tek başıma bitirmek istiyorum.
 - I want to finish the work on my own.
 - finiş 
 - bir şeyin bitmiş hali 
 - (yorgunluktan/vb.) bitirmek 
 - gücünü kesmek 
 -  {f} bitir 
Ann raporunu yazmayı az önce bitirdi.
 - Ann has just finished writing her report.
Bu kitabı okumayı bir haftada bitirmek gerçekten zor.
 - This book is really difficult to finish reading in a week.
 - bitirme 
Dışarı çıkmadan önce onu bitirmeliyim.
 - I must finish it before I go out.
O, ne pahasına olursa olsun işi bitirmeye kararlıydı.
 - He was determined to finish the work at any cost.
 - (yiyecek/içecek) bitirmek 
 - bitmek 
Raporla işim bitmek üzere.
 - I'm just about finished with the report.
Burada işimiz neredeyse bitmek üzere.
 - We're just about finished here.
 - sona erdirmek 
 - tamamlamak 
Bu görevi Cuma gününden önce tamamlamak için çok çalışmalıyız.
 - We must work hard to finish this task before Friday.
Fadıl oradaki bütün işi tamamlamak için şantiyeye geri döndü.
 - Fadil has returned to the construction site to finish all the job there.
 -  {f} k.dili. bitirmek
 -  {i} son kat boya
 -  {f} sonuçlanmak
 - telef etmek 
 - rötuş 
Son rötuşları ekleyeceğim.
 - I'll add the finishing touches.
Birkaç son rötuş eklerim.
 - I add a few finishing touches.
 - dili yok etmek 
 -  {f} k.dili. öldürmek, işini bitirmek
 -  {f} mükemmelleştirmek
 -  {f} son vermek
 -  {i} sona erme
 -  {f} tüketmek
 -  {i} cila 
Az önce zemini cilalamayı bitirdim.
 - I've just finished waxing the floor.
 - son iş 
 - ikmal etmek 
 -  {f} mahvetmek
 -  {i} mükemmellik
 -  {f} rötuş yapmak
 -  {i} kusursuzluk
 - terbiye etmek 
 - en mükemmel durum 
 -  {f} cilalamak
 -  (Tekstil) 1. apre, terbiye, bitim işlemi 2. aprelemek, terbiye etmek Açıklama: Bitim İşlemi; Tekstil mamülünün kullanım özelliklerini, tutumunu ve görümünü geliştirmek için yapılan yaş veya kuru terbiye işlemlerinin tümüne verilen isimdir
 - nihayet bulmak 
 -  {i} tamamlama 
Tom asla hiçbir şeyi tamamlamaz.
 - Tom never finishes anything.
Halen ödevimi tamamlamam lazım.
 - I still need to finish my homework.
 - tamamlanmak 
 -  (Bilgisayar) tamam 
Tom dondurucudaki dondurmayı tamamen bitirdi.
 - Tom finished eating all the ice cream that was in the freezer.
Belgeleri tamamladın mı?
 - Have you finished the papers?
 - terbiye 
 - bitkin duruma getirmek 
 - ölmek 
 - fince 
 - spor finiş 
 - sonunu getirmek 
 - neticelenmek 
 - sonuç 
İyi bir sonuç için iki tabaka boya uygula.
 - Apply two coats of the paint for a good finish.
 - sonlama 
 - apreli 
 - nihayetlenmek 
 - bitim işlemi 
 - finisaj 
 - finished
 - bitmiş 
Ben okula vardığımda yarış zaten bitmişti.
 - When I got to school, the race had already finished.
İşini yarım bitmiş bırakma.
 - Don't leave your work half finished.
 - finishing
 - bitirme 
İşi bitirmeyi erteleme.
 - Don't delay finishing the business.
Kağıdını bitirmede neden acele ediyorsun?
 - Why don't you take your time in finishing your paper?
 - finished
 - tamamlanmış 
Çalışmanın Tom'a ait bölümü tamamlanmış değil.
 - Tom's part of the work isn't finished.
 - finisher
 - bitiren 
 - finish line
 -  (Spor) finiş
 - finish line
 -  (Spor) bitiş
 - finish with
 - ile işi bitmek 
 - finish with
 - ilişkisini kesmek 
 - finish with
 - alakayı kesmek 
 - finish with
 - ile ilişkisini kesmek 
 - finish line
 - bitiş çizgisi 
 - finish off
 - tamamlamak 
 - finish off
 - bitirmek 
 - finish off
 - tüketmek 
 - finish off
 - tamamla 
 - finish up
 - tamamen bitir 
 - finish up with sth
 - bitirmek 
 - finish with
 - ile işini bitirmek 
 - finish-turn
 - tornada perdahlamak 
 - finish allowance
 -  (Mühendislik) işleme payı
 - finish decat ing
 - (iz) bitim dekatörü, ıslak buharlı dekatirleme 
 - finish off
 - Birini öldürmek, işini bitirmek 
 - finish sth off
 - tüketmek 
 - finish the school
 - okul bitirmek 
 - finish to
 - için bitirmek 
 - finish up
 - tamamen bitir(mek) 
 - finish with sb
 - (kd) ilişkiyi kesmek 
 - finish with sth
 - gereksinmesi kalmamak, kullanmamak 
 - finish boiler
 -  (Tekstil) apre kazanı
 - finish breaker
 -  (Tekstil) apre kırma makinesi
 - finish decating
 -  (Tekstil) bitim dekatürü, ıslak buharlı dekatirleme
 - finish decatizing
 -  (Tekstil) bitim dekatürü, ıslak buharlı dekatirleme
 - finish off
 -  (deyim) finish sth. off bitirmek,tamamlamak;tuketmek finish off/up with sth. bitirmek
 - finish off/up
 - bitirmek 
 - finish plaster
 -  (İnşaat) son kat sıva
 - finish plaster
 -  (İnşaat) ince sıva
 - finish school
 - okulu bitirmek 
 - finish setup
 -  (Bilgisayar) kur'u tamamla
 - finish stock
 - stok eritmek 
 - finish surface
 -  (İnşaat) bitmiş yüzey
 - finish text
 -  (Bilgisayar) finish text
 - finish up
 -  (Fiili Deyim ) tamamen bitirmek , hepsini yiyip bitirmek
 - finish up at
 -  (Fiili Deyim ) sonunda beli bir yere yada konuma düşmek
 - finish up work
 - mesaiyi bitirmek 
 - finish with
 -  (Fiili Deyim ) 1- tamamlamak , bitirmek 2- ... ile ilişkisini kesmek
 - finish with
 -  (deyim) finish with someone [kd] iliskiyi kesmek. finish with sth. gereksinmesi kalmamak,kullanmamak
 - finish with
 - işi bitmek 
 - finish with
 - ile işi bitmek: If you've finished with that computer, I'd like to use it. O bilgisayarla işin bittiyse onu kullanmak istiyorum 
 - finish with
 - ilgisi kalmamak 
 - finish with
 - ile 
 - filling finish
 -  (Tekstil) ağırlaştırma apresi
 - filling finish
 - dolgunluk apresi, dolgu apresi, ağırlaştırma apresi 
 - final finish
 -  (Tekstil) son apre
 - finished
 -  {s} tamam 
Tom dondurucudaki dondurmayı tamamen bitirdi.
 - Tom finished off the ice cream that was in the freezer.
Onlar seksen millik yolculuğu tamamladılar.
 - They finished eighty miles' journey.
 - finished
 -  (Bilgisayar) bitti 
İşim hemen hemen bitti.
 - My work is almost finished.
Dergi ile işin bitti mi?
 - Are you finished with that magazine?
 - finishing
 -  (Askeri) RÖTUŞ, SON İŞLEM: Bir madde veya malzemeyi satış veya kullanma durumuna getirmek bir işe son şeklini vermek için girişilen işlem
 - actual finish date
 -  (Ticaret) gerçeklesen bitiş tarihi
 - bare finish
 -  (Tekstil) apre
 - bare finish
 -  (Tekstil) tüysüz
 - broom finish
 -  (İnşaat) süpürülme
 - click finish
 -  (Bilgisayar) son'u tıklatın
 - crunch finish
 -  (Tekstil) hışırtılılık apresi
 - finish off
 -  (Dilbilim) halletmek
 - finish off
 -  (Dilbilim) üstesinden gelmek
 - finish up
 - tamamen bitirmek 
 - finish up
 - bitirmek 
 - finish up
 - halletmek 
 - finish up
 -  (Dilbilim) üstesinden gelmek
 - finished
 -  (Bilgisayar) bitenler
 - finished
 - taşlanmış 
 - finished
 -  (Bilgisayar) tamamlandı 
İşim zaten 15 Ocak'ta tamamlandı.
 - My work was already finished on January 15th.
Araştırma tamamlandı mı?
 - The research is finished?
 - finished
 -  (Bilgisayar) bitirildi 
İşin dörtte üçü bitirildi.
 - Three-quarters of the work was finished.
Ev ödevi bitirildikten sonra, Tom yatmaya gitti.
 - His homework having been finished, Tom went to bed.
 - finished
 - mafiş 
 - finished
 - kurtulmak 
 - finished
 - bitik 
 - finisher
 -  (Bilgisayar) bitirici
 - finishing
 - tamamlayıcı 
 - finishing
 - perdah 
 - finishing
 - cilalama 
 - finishing
 -  (Bilgisayar) sonlandırılıyor
 - finishing
 -  (Askeri) son işlem
 - finishing
 -  (Kimya) apreleme
 - finishing
 - itmam 
 - finishing
 -  (Bilgisayar) bitiriliyor
 - finishing
 -  (Askeri,Otomotiv) rötuş 
Birkaç son rötuş eklerim.
 - I add a few finishing touches.
Son rötuşları ekleyeceğim.
 - I'll add the finishing touches.
 - finishing
 -  (Mekanik) son işleme
 - finishing
 -  (Otomotiv) finisaj
 - finishing
 -  (Otomotiv) parke
 - finishing
 - terbiye 
 - from start to finish
 -  (deyim) baştan sona
 - nonslip finish
 - kaymazlık apresi 
 - nonslip finish
 - kaymazlık bitim işlemi 
 - rough finish
 - kaba testiye 
 - antibacterial finish
 - antibakteriyel apre 
 - antifelting finish
 - keçeleşme önler apre 
 - antislip finish
 - kaymazlık apresi 
 - chemical finish
 - apre 
 - chintz finish
 - parlatma apresi 
 - dull finish
 - matlık apresi 
 - fast finish
 - has apre 
 - finished
 - bitirilmiş 
Resim onun tarafından zaten bitirilmişti.
 - The picture has already been finished by him.
 - finished
 - tükenmiş 
 - finished
 - tam 
Tom dondurucudaki dondurmayı tamamen bitirdi.
 - Tom finished off the ice cream that was in the freezer.
Onlar seksen millik yolculuğu tamamladılar.
 - They finished eighty miles' journey.
 - finisher
 - finişer 
 - finisher
 - apreci 
 - finisher
 - ayarlı serici 
 - finishing
 - bitirici 
 - finishing
 - sonkat 
 - martensite finish temperature
 - martensit son bulma sıcaklığı 
 - melton finish
 - melton apresi 
 - napless finish
 - tüysüz apre 
 - photo finish
 - fotofiniş 
 - antislip finish
 - kaymazlik apresi 
 - embossed finish
 - gofreleme, kabartma apresi 
 - finished
 - bitir 
Raporu yazmayı bitirdim.
 - I've finished typing the report.
Raporu yazmayı bitirdim.
 - I finished writing the report.
 - lasting finish
 - kalıcı apre 
 - neck finish
 - Şişe boynu 
 - silicon finish
 - silikon apresi 
 - surface finish
 - yüzey tesviyesi, satıh tesviyesi 
 - surface finish treatment
 - yüzey bitirme işlemi 
 - Schreiner finish
 -  (Tekstil) ipek apresi
 - after finish
 -  (Tekstil) son apre
 - amber finish
 -  (Tekstil) kehribar apresi
 - antibacterial finish
 -  (Tekstil) antibakteriyel apre, hijyenik apre
 - antifelting finish
 -  (Tekstil) keçeleşme-önler apre,, keçeleşmezlik apresi
 - antipilling finish
 -  (Tekstil) boncuklamayı önleyici bitim işlemi
 - antisnag finish
 -  (Tekstil) kaçmazlık apresi, tel kaçmasını önleyici bitim işlemi
 - back finish
 -  (Tekstil) arka apresi, ters apre, ters yüz apresi, arkadan apreleme
 - bare finish
 -  (Tekstil) tüysüz apre
 - baseline finish date
 -  (İnşaat) temel bitiş tarihi
 - calender finish
 -  (Tekstil) kalandır apresi
 - capable of taking a finish
 -  (Tekstil) apre yapılabilir
 - cement finish
 -  (İnşaat) çimento şap
 - cement finish
 -  (İnşaat) şap
 - coating finish
 -  (Teknik,Tekstil) rakleli bitim işlemi
 - coating finish
 -  (Teknik,Tekstil) rakleyle apre
 - crunch finish
 -  (Tekstil) hışırtılık apresi
 - dip finish
 -  (Tekstil) daldırmalı apre
 - finished
 -  {s} işlenmiş
 - finished
 -  {s} cilalı
 - finished
 -  {s} hazır 
Hazırlanmayı henüz bitirdin mi?
 - Have you finished packing yet?
Neredeyse hazır mısın?
 - Are you almost finished?
 - finished
 -  {s} mükemmel
 - finished
 -  {s} sona ermiş
 - finished
 - aldatılmış 
 - finisher
 -  {i} ani hareket
 - finisher
 -  {i} darbe
 - finisher
 -  {i} son işlemi yapan kimse
 - finisher
 - fabrikadan çıkacak mamullerin son işlerini yapan işçi veya makina 
 - finisher
 -  (Tekstil) apreci, apre ustası; Finisör
 - finisher
 -  {i} cilacı
 - finisher
 - nihai darbe 
 - finisher
 - ikmal eden kimse 
 - finisher
 - bitiren veya tamamlayan kimse 
 - finisher
 - apre ustası