The events were closely linked.
- Olaylar yakından bağlantılı idi.
Scientists have learned that, throughout Earth's history, temperature and CO2 levels in the air are closely tied.
- Bilimciler dünya'nın tarihi boyunca, sıcaklık ve havadaki CO2 seviyelerinin yakından bağlantılı olduğunu öğrendiler.
The world's tropical rainforests are critical links in the ecological chain of life on the planet.
- Dünyadaki tropikal yağmur ormanları, gezegende yaşamın ekolojik zincirine kritik bağlantılıdır.
The events were closely linked.
- Olaylar yakından bağlantılı idi.
This politician resigned after being linked to a corruption scandal.
- Bu siyasetçi bir yolsuzluk skandalıyla bağlantılı olduktan sonra istifa etti.
These sentences are not directly linked.
- Bu cümleler doğrudan doğruya bağlantılı değildir.
With your connections, you should be able to find a job for Tom.
- Bağlantıların ile, Tom için bir iş bulabilmelisin.
He has no connection with this affair.
- Onun bu işle ile hiçbir bağlantısı yoktur.
Scientists have learned that, throughout Earth's history, temperature and CO2 levels in the air are closely tied.
- Bilimciler dünya'nın tarihi boyunca, sıcaklık ve havadaki CO2 seviyelerinin yakından bağlantılı olduğunu öğrendiler.
The two nations have strong trade ties.
- İki ulusun güçlü ticaret bağlantısı var.
It is a prevalent belief, according to a nationwide poll in the United States, that Muslims are linked with terrorism.
- ABD'de ülke çapındaki bir ankete göre Müslümanların terörle bağlantılı olduğu yaygın bir inançtır.
The world's tropical rainforests are critical links in the ecological chain of life on the planet.
- Dünyadaki tropikal yağmur ormanları, gezegende yaşamın ekolojik zincirine kritik bağlantılıdır.
How did you make contact?
- Nasıl bağlantı kurdun?
He comes into contact with all kinds of people.
- Her türlü insanla bağlantı kurar.
I can't get in touch with him yet.
- Onunla henüz bağlantı kuramıyorum.
Tom can get in touch with Mary by email.
- Tom, Mary ile e-posta vasıtasıyla bağlantı kurabilir.
Do any of you have anything to say in connection with this?
- Sizden birinin bununla bağlantılı olarak söyleyecek bir şeyi var mı?
I feel like we're connecting.
- Bağlantı kurduğumuzu hissediyorum.
I've got a connecting flight.
- Bağlantılı bir uçuşum var.