I would like to drastically decrease the amount of time it takes me to clean the house.
- Evi temizlemem için geçen zamanı büyük ölçüde azaltmak istiyorum.
What should you do to decrease your debt?
- Borcunu azaltmak için ne yapmalısın?
He wanted to reduce the tax on imports.
- O ithalatta vergi azaltmak istedi.
The doctor told Tom to reduce his red meat consumption.
- Doktor Tom'a kırmızı et tüketimini azaltmasını söyledi.
She tried to lessen her expenses.
- Ona giderlerini azaltmaya çalıştı.
We had to lessen the impact of the erratic supplies.
- Düzensiz malzemelerin etkisini azaltmak zorundaydık.
The rights of every man are diminished when the rights of one man are threatened.
- Bir insanın haklarının tehdit edildiğinde, her insanın hakları azaltılır.
The war diminished the wealth of the country.
- Savaş ülkenin zenginliği azalttı.
The war diminished the wealth of the country.
- Savaş ülkenin zenginliği azalttı.
The rights of every man are diminished when the rights of one man are threatened.
- Bir insanın haklarının tehdit edildiğinde, her insanın hakları azaltılır.
Sales fell off in the third quarter.
- Üçüncü çeyrekte satışlar azaldı.
They should decrease the sugar in these muffins.
- Bu kurabiyelerdeki şekeri azaltmalılar.
This medicine will decrease your pain.
- Bu ilaç ağrını azaltacak.
A recent survey shows that the number of smokers is decreasing.
- Son zamanlarda yapılan bir araştırma sigara içenlerin sayısının azaldığını göstermektedir.
Japan's consumption of rice is decreasing.
- Japonya'nın pirinç tüketimi azalıyor.
The war diminished the wealth of the country.
- Savaş ülkenin zenginliği azalttı.
The rights of every man are diminished when the rights of one man are threatened.
- Bir insanın haklarının tehdit edildiğinde, her insanın hakları azaltılır.
My income has decreased ten percent.
- Gelirim yüzde on azaldı.
The medicine decreased his pain.
- İlaç onun acısını azalttı.