This medicine will decrease your pain.
- Bu ilaç ağrını azaltacak.
They should decrease the sugar in these muffins.
- Bu kurabiyelerdeki şekeri azaltmalılar.
He wanted to reduce the tax on imports.
- O ithalatta vergi azaltmak istedi.
He was able to reduce taxes.
- O, vergileri azaltabildi.
I need medicine to lessen the pain.
- Ağrıyı azaltmak için ilaca ihtiyacım var.
We had to lessen the impact of the erratic supplies.
- Düzensiz malzemelerin etkisini azaltmak zorundaydık.
The rights of every man are diminished when the rights of one man are threatened.
- Bir insanın haklarının tehdit edildiğinde, her insanın hakları azaltılır.
The war diminished the wealth of the country.
- Savaş ülkenin zenginliği azalttı.
His income was diminished by half after retirement.
- Emekli olduktan sonra geliri yarı yarıya azaldı.
The war diminished the wealth of the country.
- Savaş ülkenin zenginliği azalttı.
Sales fell off in the third quarter.
- Üçüncü çeyrekte satışlar azaldı.
They should decrease the sugar in these muffins.
- Bu kurabiyelerdeki şekeri azaltmalılar.
Production of rice has decreased.
- Pirinç üretimi azaldı.
The country is aiming at decreasing its imports.
- Ülke ithalatını azaltmayı hedefliyor.
Our sales are decreasing.
- Satışlarımız azalıyor.
The war diminished the wealth of the country.
- Savaş ülkenin zenginliği azalttı.
The rights of every man are diminished when the rights of one man are threatened.
- Bir insanın haklarının tehdit edildiğinde, her insanın hakları azaltılır.
Production of rice has decreased.
- Pirinç üretimi azaldı.
My income has decreased ten percent.
- Gelirim yüzde on azaldı.