Tom gave Mary a very detailed answer.
 - Tom Mary'ye çok ayrıntılı bir cevap verdi.
Tom wants a detailed explanation.
 - Tom ayrıntılı bir açıklama istiyor.
We need an itemized receipt.
 - Bizim ayrıntılı bir makbuza ihtiyacımız var.
The police undertook exhaustive searches but failed to find the body.
 - Polis ayrıntılı aramaları üstlendi ama cesedini bulamadı.
This list is not exhaustive.
 - Bu liste ayrıntılı değildir.
Tom's explanation is very elaborate.
 - Tom'un açıklaması çok ayrıntılı.
The magician's use of smoke and mirrors was an elaborate facade.
 - Büyücünün duman ve aynalar kullanması ayrıntılı bir cepheydi.
He explained the facts at length.
 - O gerçekleri ayrıntılı olarak açıkladı.
He described the incident in detail.
 - O, olayı ayrıntılı olarak açıkladı.
Would you explain it in more detail?
 - Onu daha ayrıntılı olarak açıklayabilir misiniz?
Mayuko explained the rules in detail.
 - Mayuko kuralları ayrıntılı olarak açıkladı
Will you explain the last part in detail?
 - Son bölümü ayrıntılı olarak açıklar mısın?
He explained the facts at length.
 - O gerçekleri ayrıntılı olarak açıkladı.
Please show me your detailed plan.
 - Lütfen bana ayrıntılı planınızı gösterin.
The instruction manual describes all the particulars of the camera.
 - Kılavuz kameranın tüm ayrıntılarını anlatmaktadır.
Let's try to focus on the big picture first. We can take care of the minutiae later.
 - Hadi ilk olarak büyük resme odaklanmayı deneyelim. Daha sonra ufak ayrıntılarla ilgilenebiliriz.
The instruction manual describes all the particulars of the camera.
 - Kılavuz kameranın tüm ayrıntılarını anlatmaktadır.