Tom gave a detailed answer.
- Tom ayrıntılı bir cevap verdi.
Tom wants a detailed explanation.
- Tom ayrıntılı bir açıklama istiyor.
We need an itemized receipt.
- Bizim ayrıntılı bir makbuza ihtiyacımız var.
The police undertook exhaustive searches but failed to find the body.
- Polis ayrıntılı aramaları üstlendi ama cesedini bulamadı.
We've done an exhaustive investigation.
- Ayrıntılı bir araştırma yaptık.
Can you elaborate on that?
- Onu ayrıntılı olarak inceleyebilir misiniz?
The football manager tried an elaborate new tactic but it didn't come off.
- Futbol yöneticisi ayrıntılı bir yeni taktik denedi, ancak başarıya ulaşmadı.
He explained the facts at length.
- O gerçekleri ayrıntılı olarak açıkladı.
He described the incident in detail.
- O, olayı ayrıntılı olarak açıkladı.
The details of the agreement are set forth in the contract.
- Anlaşmanın ayrıntıları sözleşmede belirtilir.
I explained the reason in detail.
- Ben nedeni ayrıntılı olarak açıkladım.
Describe that accident in detail.
- Şu kazayı ayrıntılı olarak anlatın.
He explained the facts at length.
- O gerçekleri ayrıntılı olarak açıkladı.
Please show me your detailed plan.
- Lütfen bana ayrıntılı planınızı gösterin.
The instruction manual describes all the particulars of the camera.
- Kılavuz kameranın tüm ayrıntılarını anlatmaktadır.
Let's try to focus on the big picture first. We can take care of the minutiae later.
- Hadi ilk olarak büyük resme odaklanmayı deneyelim. Daha sonra ufak ayrıntılarla ilgilenebiliriz.
The instruction manual describes all the particulars of the camera.
- Kılavuz kameranın tüm ayrıntılarını anlatmaktadır.