Yaşlı kadın merdivenleri güçlükle tırmandı.
- The old woman climbed the stairs with difficulty.
O, şiiri ezberlemede güçlük çekmedi.
- She had no difficulty in learning the poem by heart.
Planı gerçekleştirmede biraz zorlukla karşılaşacaksınız.
- You'll find some difficulty carrying out the plan.
Bu tür müzik, daha yaşlı insanların anlamakta zorluk çektiği bir şeydir.
- This kind of music is something that older people have difficulty understanding.
Sorunun çözümünde hiç güçlük çekmedi.
- He had no difficulty in solving the problem.
Biz zorluk olmadan sorunun üstesinden gelebiliriz.
- We can get over the problem without difficulty.
Eğer herhangi bir sıkıntın olursa, benden yardım iste.
- If you have any difficulty, ask me for help.
Ben İngiltere'deyken İngilizce konuşmakta büyük sıkıntı yaşadım.
- When I was in England, I had great difficulty trouble in speaking English.
Herhangi bir sıkıntı içinde misin?
- Are you in any difficulty?
Eğer herhangi bir sıkıntın olursa, benden yardım iste.
- If you have any difficulty, ask me for help.
Yaşlı adam kaçtı ama güçlükle.
- The old man escaped, but with difficulty.
Yaşlı kadın merdivenleri güçlükle tırmandı.
- The old woman climbed the stairs with difficulty.
Rusya büyük finansal zorluklarla karşılaşıyor.
- Russia is facing great financial difficulties.
Genç adamlar tüm zorluklara rağmen bunu yapacaklarını söylediler.
- The young men said that they would do it despite all of the difficulties.
We faced a difficulty.
... available, more difficulty in finding things that are ...
... And desirable difficulty is a class ...