Beşinci Cadde ve Harvey Caddesinin köşesindeki şarküteride çok et vardır.
- There are a myriad of meats at the deli on the corner of Fifth and Harvey Street.
O şarküterideki yiyecekten hoşlanmıyorum.
- I don't like the food at that deli.
Do you think I'm crazy?
- Sizce ben deli miyim?
Do you think I'm crazy?
- Benim deli olduğumu düşünüyor musunuz?
Tom is insanely jealous.
- Tom delicesine kıskanıyor.
Charles Guiteau was insane.
- Charles Guiteau deliydi.
The people from Madrid are lunatics.
- Madritli insanlar delidirler.
Tom behaved like a lunatic.
- Tom bir deli gibi davrandı.
He is either drunk or mad.
- O ya sarhoş ya da deli.
The sudden increase of ultraviolet rays made the researchers believe in the existence of ozone holes.
- Ultraviyole ışınlarının ani artışı araştırmacıları ozon deliklerinin varlığına inandırdı.
He behaved like a madman.
- Delirmiş gibi davrandı.
Tom worked like a madman.
- Tom bir deli gibi çalıştı.
Tom said that Mary was delirious.
- Tom, Mary'nin delirmiş olduğunu söyledi.
Tom was deliriously happy.
- Tom delicesine mutluydu.
She has extreme colonial mentality. She is crazy for Spanish culture.
- Onun aşırı sömürge zihniyeti var. O, İspanyol kültürü için deli oluyor.
Tom seems slightly distracted.
- Tom hafiften deli gibi görünüyordu.
Tom looked pretty distracted.
- Tom oldukça deli görünüyordu.
I thought Tom and Mary were nuts.
- Tom ve Mary'nin deli olduğunu düşündüm.
The last person I told my idea to thought I was nuts.
- Fikrimi söylediğim son kişi deli olduğumu düşündü.
They put him in a straitjacket.
- Onlar ona deli gömleği giydirdi.
Don't put me in a straitjacket, because I'm not crazy.
- Beni deli gömleğine koyma, çünkü deli değilim.
Tom laughed hysterically for no reason.
- Tom nedensizce deli gibi güldü.
He acted like a madman.
- O, bir deli gibi hareket etti.
Tom worked like a madman.
- Tom bir deli gibi çalıştı.
Her dog started barking like crazy.
- Onun köpeği deli gibi havlamaya başladı.
Tom ran like crazy to catch up with Mary.
- Tom Mary'ye yetişmek için deli gibi koştu.
I fell madly in love with him.
- Ona deli gibi aşık oldum.
Tom and Mary are madly in love.
- Tom ve Mary deli gibi aşık.