weiterbestehend

listen to the pronunciation of weiterbestehend
Englisch - Türkisch

Definition von weiterbestehend im Englisch Türkisch wörterbuch

remaining
{s} arda kalan
remaining
(Bilgisayar) kaldı

Kapı içeriden kilitli kaldığı için, o, eve giremedi. - The door remaining locked up from inside, he could not enter the house.

continuing
(Bilgisayar) içeren
remaining
baki
remaining
kalık
remaining
artık
remaining
bakiye
continuing
{f} devam et

Bu konuşmaya devam etmenin amacı olmadığını anlıyorum. - I see no point in continuing this conversation.

Tom soruşturmaların devam ettiğini söyledi. - Tom said investigations were continuing.

continuing
müdevver
remaining
kalıcı
remaining
{f} kal

Her iki erkek kardeşin bekar kalmak için ileri sürdüğü neden onların hem uçaklara hem de bir eşe bakamayacaklarıydı. - The reason both brothers gave for remaining bachelors was that they couldn't support both airplanes and a wife.

Kapı içeriden kilitli kaldığı için, o, eve giremedi. - The door remaining locked up from inside, he could not enter the house.

remaining
kalarak
continuing
(sıfat) devam eden
continuing
{s} devam eden
remaining
{s} artan
remaining
{s} kalan

Kalan işi çabucak bitirelim ve dışarı biraz içmeye gidelim. - Let's quickly finish the remaining work and go out for some drinks.

Lütfen kalan beş üniteyi hemen gönderir misiniz? - Would you please send the remaining five units right away?

remaining
{s} öteki
remaining
kalma

Eve gitmek ve ofiste işte kalmak arasında tereddüt etti. - He wavered between going home and remaining at work in the office.

Her iki erkek kardeşin bekar kalmak için ileri sürdüğü neden onların hem uçaklara hem de bir eşe bakamayacaklarıydı. - The reason both brothers gave for remaining bachelors was that they couldn't support both airplanes and a wife.

Deutsch - Englisch