A long time ago, there was a bridge here.
- Uzun zaman önce, burada bir köprü vardı.
It's been a long time since I visited my grandmother.
- Büyükannemi ziyaret edeli uzun zaman oldu.
You're taller than me.
- Sen benden daha uzunsun.
You are taller than she.
- Sen ondan daha uzun boylusun.
Bilal is taller than Karam.
- Bilal Karam'dan daha uzundur.
You are taller than she.
- Sen ondan daha uzun boylusun.
She was a tall, slender blonde.
- O, bir uzun ince sarışındı.
Mary was a tall slender young woman with dark hair.
- Mary koyu saçlı uzun ince bir genç kadındı.
There followed a prolonged silence.
- Uzun bir sessizlik izledi.
Avoid prolonged use of the console. To help prevent eye strain, take a break of about 15 minutes during every hour of play.
- Kumanda panelinin uzun süreli kullanımdan kaçının. Göz yorgunluğunu önlemek için, oyunun her saati boyunca yaklaşık 15 dakikalık bir mola verin.
If the rental period is extended beyond the agreed period, it shall be calculated a prorated rent.
- Kiralama süresi kararlaştırılan süreden daha uzun ise, bir orantılı kira hesaplanacaktır.
Maximum length: 200 words.
- Maksimum uzunluk: 200 kelime.
Her deathly paleness is due to long illness.
- Uzun süredir hasta olduğundan rengi bembeyaz olmuş.
Tom is accustomed to long flights.
- Tom uzun uçuşlara alışkındır.
What is the longest word in the Kazakh language?
- Kazak dilindeki en uzun sözcük hangisidir?
It takes us a long time to master a foreign language.
- Yabancı bir dilde uzmanlaşmamız uzun zaman alır.
We have had lengthy discussions with Tom.
- Tom'la uzun tartışmalarımız vardı.
Dan has a lengthy criminal background.
- Dan uzun bir ceza geçmişine sahiptir.
The tall man wore a pink carnation in his lapel.
- Uzun boylu adam, yakasına pembe bir karanfil takmıştı.
He is taller than his father.
- O, babasından daha uzun boyludur.
Because of the protracted depression, many workers are unemployed.
- Uzun süren depresyondan dolayı birçok işçi işsiz.
Usually, seagulls make long-lasting couples.
- Deniz martıları genellikle uzun ömürlü çiftler oluştururlar.
There is a lack of long-term vision for Europe.
- Avrupa için uzun dönemli bir vizyon eksikliği var.
Three long-term inmates of the state penitentiary have just escaped.
- Devlet ceza evinden üç uzun dönem mahkum kaçtı.
NB: This was drawn a long time ago so the quality is low.
- NB:Çok uzun süre önce çizildi bu yüzden kalite kötüdür.
They have lived here for a long time.
- Onlar uzun süredir burada yaşıyor.
He won't live a long life.
- O, uzun ömürlü olmayacak.
He was wearing long robes.
- Uzun elbiseler giymişti.
It may be easier to get a long-term visa if your spouse is a citizen.
- Eğer eşiniz bir vatandaş ise uzun süreli bir vize almak daha kolay olabilir.
Long-term unemployment can be very frustrating and demoralising.
- Uzun süreli işsizlik çok sinir bozucu ve moral bozucu olabilir.
The prime minister spoke about the financial crisis at length.
- Başbakan uzun uzun mali kriz hakkında konuştu.
An old friend of mine dropped in on me for the first time in ages.
- Eski arkadaşlarımdan biri uzun süredir ilk defa beni ziyaret etti.
I haven't seen you for ages.
- Uzun süredir seni görmedim.
I haven't had a boyfriend in ages.
- Uzun zamandır bir erkek arkadaşım yok.
It's been quite ages since we last met.
- Son karşılaştığımızdan beri oldukça uzun zaman oldu.
What I really needed was to spend a bit of time with my best mates Tom and Mary, who I've known for ages.
- Gerçekten ihtiyacım olan şey, uzun zamandır tanıdığım en iyi arkadaşlarım Tom ve Mary ile biraz zaman geçirmekti.
We haven't had a talk for ages.
- Biz uzun zamandır konuşmadık.
I've been waiting for this for so long.
- Uzun süredir bunu bekliyorum.
Tom is tall and lanky.
- Tom uzun boylu ve sırık gibi.
We will become happy in the long run.
- Uzun dönemde mutlu olacağız.
I've been looking for a nice satin scarf like that for aeons.
- Uzun süredir böyle güzel bir saten fular arıyorum.
Avoid prolonged use of the console. To help prevent eye strain, take a break of about 15 minutes during every hour of play.
- Kumanda panelinin uzun süreli kullanımdan kaçının. Göz yorgunluğunu önlemek için, oyunun her saati boyunca yaklaşık 15 dakikalık bir mola verin.
What are your long term plans?
- Senin uzun vadeli planların nedir?
A long time ago, there was a bridge here.
- Uzun zaman önce, burada bir köprü vardı.
I have seen that film long ago.
- Ben, o filmi uzun zaman önce izledim.
His speech went on for such a long time that some people began to fall asleep.
- Konuşması o kadar uzun zaman sürdü ki bazı insanlar uyumaya başladı.
They haven't heard from him in a long time.
- Ondan uzun zaman haber alamadılar.
Tom said he hadn't had a good home-cooked meal for a long time.
- Tom uzun zamandır iyi bir ev yemeği yemediğini söyledi.
This is what I've long wanted.
- Uzun zamandır istediğim budur.
I've been working here for yonks.
I am looking for a cream color long sleeve shirt.
- Ben bir krem rengi uzun kollu gömlek arıyorum.
These blouses are long sleeved.
- Bu bulüzler uzun kolludur.
It will take a long time to suppress the revolt.
- Ayaklanmayı bastırmak uzun sürecek.
The room has been empty for a long time.
- Oda uzun süredir boş.
I suppose it's different when you think about it over the long term.
- Sanırım onun hakkında uzun süre düşündüğünde o farklıdır.
I haven't seen you in donkey's years!
- Uzun süredir seni görmedim!
NB: This was drawn a long time ago so the quality is low.
- NB:Çok uzun süre önce çizildi bu yüzden kalite kötüdür.
They have lived here for a long time.
- Onlar uzun süredir burada yaşıyor.
Tom and Mary are longtime residents.
- Tom ve Mary uzun süreli sakinlerdir.
Tom and Mary are longtime residents of Boston.
- Tom ve Mary Boston'un uzun süreli sakinleri.
Your effort will be rewarded in the long run.
- Çabanız uzun vadede ödüllendirilecektir.
Your efforts will be rewarded in the long run.
- Çabanız uzun vadede ödüllendirilecektir.
Long-term interest rates have surged.
- Uzun vadeli faiz oranları yükseldi.
E-cigarettes are being promoted as a healthy alternative to tobacco cigarettes, but health authorities are concerned about the long-term health effects on users.
- Elektronik sigaralar, tütüne karşı sağlıklı bir alternatif olarak teşvik ediliyor ama sağlık otoriteleri, kullanıcılar üzerindeki uzun vadeli etkilerine dikkat çekiyor.
E-cigarettes are being promoted as a healthy alternative to tobacco cigarettes, but health authorities are concerned about the long-term health effects on users.
- Elektronik sigaralar, tütüne karşı sağlıklı bir alternatif olarak teşvik ediliyor ama sağlık otoriteleri, kullanıcılar üzerindeki uzun vadeli etkilerine dikkat çekiyor.
What are your long term plans?
- Senin uzun vadeli planların nedir?
You have wanted to go there for a long time, haven't you?
- Uzun zamandır oraya gitmek istemektesin, değil mi?
I've been living here for a long time.
- Uzun zamandır burada yaşıyorum.
It's been so long since I've been here.
- Çok uzun zamandır buradayım.
The well has long since dried up.
- Kuyu uzun zamandır kurudu.