unlike most others; unusual

listen to the pronunciation of unlike most others; unusual
Englisch - Türkisch

Definition von unlike most others; unusual im Englisch Türkisch wörterbuch

different
başka

İsa su üzerinde mi yürüdü ve onu şaraba mı dönüştürdü? Hayır bu başka bir konu! - Did Jesus walk over water and then turn it into wine? No, that's a different story!

Tom başka herhangi birinden çok farklı değil. - Tom isn't very different from anybody else.

different
değişik

Değişik ülkelerden geliyoruz. - We come from different countries.

Birbiri ardına değişik türde yiyecekler denedi. - He tried different kinds of foods one after another.

different
farklı

Bu düşündüğümden farklı. - This is different from what I thought.

Farklı dillerde bir sürü cümle ekleyebilirim. - I can add many sentences in different languages.

different
başka türlü

Senin yaptığından başka türlü yapardım. - I would do it in a different way than you did.

different
{s} çeşitli

Çok sayıda çeşitli kurabiyeler var. - There are many different types of cookies.

Çeşitli farklı yollardan onun evine gidebilirsin. - You can get to her house in a variety of different ways.

different
{s} diğer

O diğer çocuklardan her zaman farklıydı. - He was always different from other children.

Tom diğer çocuklardan her zaman farklıydı. - Tom was always different from other children.

different
from veya to ile farklı
different
{s} (from) farklı, başka, ayrı
different
from veya than ile
different
differently başka şekilde
different
ayrışık
different
türlü türlü
different
ayrı

Afrika filleri savana ve orman filleri olmak üzere iki farklı türe ayrılır. - African elephants are divided into two different species: savannah and forest elephants.

Zehirli sarmaşık ve zehirli meşe bitkiler arasındaki nasıl ayrım yapacağınızı biliyor musunuz? - Do you know how to differentiate between poison ivy and poison oak plants?

Englisch - Englisch
different
unlike most others; unusual
Favoriten