tuhaf tuhaf

listen to the pronunciation of tuhaf tuhaf
Türkisch - Englisch
strangely, oddly
oddly
strangely

You are looking at me strangely. - Bana tuhaf tuhaf bakıyorsun.

tuhaf
strange

As strange as it may be, he met with somebody who is said to be dead. - Olabildiğince tuhaf, o ölü olduğu söylenilen biriyle karşılaştı.

Private detectives were hired to look into the strange case. - Özel dedektifler tuhaf davaları araştırmak için kiralanırlar.

tuhaf
odd

She looks odd in those clothes. - O, o giysilerin içinde tuhaf görünüyor.

There was something odd about the way Tom looked at me yesterday. - Dün Tom'un bana bakış şekli hakkında bir tuhaflık vardı.

tuhaf
bizarre

This is one of the most bizarre things I've ever seen. - Bu şimdiye kadar gördüğüm en tuhaf şeylerden biridir.

Love is a bizarre feeling that you cannot express in words. - Aşk kelimelerle ifade edemeyeceğin tuhaf bir duygudur.

tuhaf
weird

Tom had a weird dream last night. - Tom dün gece tuhaf bir rüya gördü.

Tom thinks Mary is a little weird. - Tom Mary'nin biraz tuhaf olduğunu düşünüyor.

tuhaf
peculiar

You're a peculiar girl. - Sen tuhaf bir kızsın.

This milk has a peculiar taste. - Bu sütün tuhaf bir tadı var.

tuhaf
funny

I've got a funny feeling about that guy. - O adamla ilgili tuhaf bir duyguya sahibim.

Tom had a funny look on his face. - Tom'un yüzünde tuhaf bir ifade vardı.

tuhaf
whimsical
tuhaf
unusual

If you ask me, she's a little unusual. - Bana sorarsan, o biraz tuhaf.

Her unusual behavior caused our suspicions. - Onun tuhaf davranışı şüphelenmemize neden oldu.

tuhaf
crotchety
tuhaf
comic
tuhaf
strangely

Tom has been acting strangely lately. - Tom son günlerde tuhaf şekilde davranıyor.

She has started acting strangely. - O tuhaf biçimde davranmaya başladı.

tuhaf
kookie
tuhaf
oddly

You are looking at me oddly. - Bana tuhaf bir şekilde bakıyorsun.

Tom is behaving oddly. - Tom tuhaf bir şekilde davranıyor.

tuhaf
fanciful
tuhaf
exotism
tuhaf
screwball
tuhaf
bizzare
tuhaf
anomalous
tuhaf
exotica
tuhaf
eccentrical
tuhaf
wacky
tuhaf (kimse)
spooky
tuhaf (kimse)
weirdy
tuhaf (kimse)
creep
tuhaf (kimse)
weirdo
tuhaf bir kimse
queer fish
tuhaf davranışlar
antics
tuhaf gelmek
be bizarre
tuhaf olay
weirdy
tuhaf olay
weirdie
tuhaf özellik
idiosyncracy
tuhaf şey
curiosity
çok tuhaf
very strange
bir tuhaf olmak
feel queer
tuhaf
quizzical
tuhaf
queer
tuhaf
laughable
tuhaf
unaccustomed
tuhaf
erratic
tuhaf
funny, amusing; ridiculous. T
tuhaf
twee
tuhaf
comical
tuhaf
antic

I'm fed up with Tom's silly antics. - Tom'un aptalca tuhaflıklarından bıktım.

tuhaf
splay
tuhaf
How strange!/How curious!/That's odd!
tuhaf
offbeat
tuhaf
peregrine
tuhaf
strange, curious, odd, queer
tuhaf
singular
tuhaf
funny peculiar
tuhaf
curious

But there was one curious circumstance. - Fakat tuhaf bir durum vardı.

tuhaf
strange, odd, queer, outlandish, cranky; unusual; funny, comical, ridiculous; strangely, oddly
tuhaf
flaky
tuhaf
rummy
tuhaf
droll
tuhaf
screwy
tuhaf
cranky

Tom sounded a little cranky this afternoon. - Tom bu öğleden sonra biraz tuhaf görünüyordu.

Tom looked very cranky in the photo. - Tom fotoğrafa çok tuhaf baktı.

tuhaf
rum

Strange rumors are going around. - Tuhaf söylentiler dolaşıyor.

tuhaf
funnily
tuhaf adam
odd fish
tuhaf bir biçimde
drolly
tuhaf bir halde
comedically
tuhaf bir şekilde
whimsically
tuhaf bir şekilde
oddly

Tom is behaving oddly. - Tom tuhaf bir şekilde davranıyor.

You are looking at me oddly. - Bana tuhaf bir şekilde bakıyorsun.

tuhaf bir şekilde
elvishly
tuhaf bir şekilde
anticly
tuhaf biri
oddball
tuhaf bulunmak
be found bizarre
tuhaf bulunmak
be found strange
tuhaf davranmak
act weird
tuhaf davranmak
(Konuşma Dili) cut a caper
tuhaf davranmak
behave oddly
tuhaf davranış
(Pisikoloji, Ruhbilim) bizarre behavior
tuhaf davranış
bizarre behaviour
tuhaf herif
queer fellow
tuhaf kimse
caution
tuhaf kimse
trippy
tuhaf kimse
eccentric person
tuhaf kuruntu
(Pisikoloji, Ruhbilim) bizarre delusion
tuhaf olmak
to feel odd or strange, (for a strange feeling) to come over one
tuhaf ses çıkartan
horrisonous
tuhaf tip
odd fish
tuhaf tip
odd fellow
tuhaf tip
curiosity
tuhaf tip
case
tuhaf tip
screwball
tuhaf tip
oddity
tuhaf tip
curio
tuhaf tip
fruitcake
tuhaf tip
weirdo
tuhaf şey
drollery
Türkisch - Türkisch

Definition von tuhaf tuhaf im Türkisch Türkisch wörterbuch

TUHAF
(Osmanlı Dönemi) Eğlenceli, gülünç
TUHAF
(Osmanlı Dönemi) Garip iş veya şey
TUHAF
(Hukuk) Garip,acaip
TUHAF
(Osmanlı Dönemi) (Tuhfe. C.) Hediyeler
TUHAF
(Osmanlı Dönemi) Hoşa giden ve az bulunur şeyler
TUHAF
(Osmanlı Dönemi) Münâsebetsiz hâl
tuhaf
Alışılmamış, yabansı: "Nahit'in onda hiç görmediği bir tuhaf hâli vardı."- T. Buğra. Şaşılacak, garip: "Tuhaf! Her yerde olduğunun aksine, burada şehirden uzaklaştıkça binaların güzelliği artıyor."- A. Haşim
tuhaf
Güldürücü
tuhaf
Şaşılacak, garip
tuhaf
Güldürücü: "Kibirli, alıngan olmayan, tuhaf ve nükteli bir adammış."- A. Ş. Hisar
tuhaf
Anlaşılmaz
tuhaf
Alışılmamış, yabansı
tuhaf
Gülünç
tuhaf olmak
Garip, alışılmamış olmak
tuhaf olmak
Şaşırmak, ne yapacağını, ne diyeceğini bilememek
tuhaf tuhaf
Favoriten