Sadece felsefede dairesel bir argüman kullanabilirsin ve bunun için övülürsün.
 - Only in philosophy can you use a circular argument and get praised for it.
Onun argümanı mantıklı idi.
 - His argument was logical.
Bu bilgi savunma için önemsizdir.
 - This data is immaterial to the argument.
Bir sebebe zarar vermenin en haince yolu kasten yanlış görüşleri savunmaktan oluşur.
 - The most perfidious way of harming a cause consists of defending it deliberately with faulty arguments.
Onların tartışması sonunda berabere bitti.
 - Their argument eventually ended in a draw.
Ben, bu tartışmada onların yanında yer aldım.
 - I took sides with them in the argument.
Savaş için bir kanıt sundu.
 - He presented an argument for the war.
Onun iddiası seninkinden daha radikal.
 - His argument is more radical than yours.
Bu iddia, söz sanatından başka bir şey değil.
 - This argument is nothing more than rhetoric.
Uyuşturucu ile ilgili suçlar konusunda Doyle'nin çalışmasında sunulan argüman bir beyaz kağıt olarak ilk kez yayımlandı.
 - The argument presented in Doyle's study was first published as a white paper on drug-related crimes.
Dün gece bu konuda tartıştık.
 - We had an argument about it last night.