Birbirimizi cesaretlendirmek zorundayız.
- We have to encourage each other.
Tom'u okulda kalmaya teşvik etmek için elimden geleni yapacağım.
- I'll do whatever I can to encourage Tom to stay in school.
Tom'u daha çok çalışmaya teşvik etmek için en iyi yolun ne olduğunu düşünüyorsunuz?
- What do you think is the best way to encourage Tom to study more?
O Pablo ile evleneceğini açıkça ilan ettiğinde, neredeyse büyük annesine kalp krizi geçirtecekti , halasının gözlerini yuvasından fırlattıracaktı fakat küçük kız kardeşi gururla baktı.
- When he openly declared he would marry Pablo, he almost gave his grandmother a heart attack and made his aunt's eyes burst out of their sockets; however, his little sister beamed with pride.
Kalp çarpıntısıyla, o kapıyı açtı
- With her heart pounding, she opened the door.
Sanki yıllarca birbirlerini görmemişler gibi İki insan yürekten tokalaşıyorlardı.
- The two people were shaking hands heartily as if they had not seen each other for years.
Tom altın yüreklidir.
- Tom has a heart of gold.
O canı gönülden yaptı.
- He put all his heart and soul into it.
Gözden ırak olan, gönülden ırak olur.
- Far from eye far from heart.
Şimdi cesaretini kaybetme.
- Don't lose heart now.
Ona gerçeği söyleyecek cesaretim yoktu.
- I didn't have the heart to tell him the truth.
Bende korkunç mide yanması var.
- I have horrible heartburn.
Korku kalbime süzüldü ve orada yerleşti.
- Fear crept into my heart and settled there.
Çok sayıda destek mektubu üzgün kalbimi rahatlattı.
- Many letters of encouragement refreshed my sad heart.
Çok üzgündü ve kendini astı.
- He was heartbroken and hanged himself.
Onu tekrar denemem için beni cesaretlendirdi.
- He encouraged me to try again.
Tom, tekrar denemesi için Mary'yi cesaretlendirdi.
- Tom encouraged Mary to try again.
Hiç kimse onu teşvik etmedi.
- Nobody encouraged her.
Hiç kimse onu teşvik etmedi.
- No one encouraged him.
I encouraged him during his race.
We encourage the use of bicycles in the town centre.
The royal family has always encouraged the arts in word and deed.
... encourage women to be here. ...
... really encourage friendly competition. ...