He cleared the road in front of his house of snow.
 - O, evinin önündeki yolun karını temizledi.
He cleared his throat, and said:I love Tatoeba!.
 - Boğazını temizledi ve  Ben Tatoeba'yı seviyorum! dedi.
She helped her mother clean the house.
 - Annesinin evi temizlemesine yardımcı oldu.
We clean our classroom after school.
 - Okuldan sonra sınıfımızı temizleriz.
White carpets are very hard to keep clean.
 - Beyaz halıları temiz tutmak çok zordur.
We carry out treatments like whitening. We also do tobacco stain removal and other cleaning procedures.
 - Biz beyazlatma gibi işlemleri yaparız. Ayrıca tütün lekesi çıkarırız ve diğer temizleme işlemlerini yaparız.
Can you produce evidence to clear him?
 - Onu temize çıkarmak için delil gösterebilir misin?
It is impossible for me to cleanly crack an egg with both hands.
 - Bir yumurtayı iki elimle temiz bir şekilde kırmam imkansız.
How do you take off the shell of a boiled egg cleanly? Is there some sort of trick?
 - Kaynamış bir yumurtanın kabuğunu temiz bir şekilde nasıl çıkarırsın? Bir çeşit hile var mı?
I want to keep my room as neat as possible.
 - Odamı mümkün olduğunca temiz tutmak istiyorum.
She is always neat and tidy.
 - O her zaman temiz ve düzenli.
Have you ever breathed pure air?
 - Hiç temiz hava soludun mu?
I cannot breathe pure air. I live in a large city.
 - Ben temiz hava alamıyorum. Ben büyük bir şehirde yaşıyorum.
If I was going to the African continent where would be the safest and most sanitary place?
 - Eğer Afrika kıtasına gitmiş olsaydım en güvenli ve en temiz yer neresi olurdu?
Tom is tidying his room.
 - Tom odasını temizliyor.
I want you to have this room clean and tidy.
 - Bu odayı temiz ve düzenli tutmanı istiyorum.
Something wasn't kosher.
 - Bir şey temiz değildi.
She is always neatly dressed.
 - O her zaman temiz giyinir.
Tom is always neatly dressed.
 - Tom her zaman temiz giyindi.
It's one of the cleanest cities in the world.
 - Dünyadaki en temiz şehirlerden biridir.
Light is as necessary as fresh air is for health.
 - Işık sağlık için temiz havanın gerekli olduğu kadar gereklidir.
He went outside for a breath of fresh air.
 - Temiz hava almak için dışarı çıktı.
The government has made efforts to make our country clean and green.
 - Hükümet ülkemizi temiz ve yeşil hale getirmek için çaba sarf etmiştir.