He has a lot of acquaintances.
- Onun bir sürü tanıdıkları var.
He is not a friend, but an acquaintance.
- O, bir arkadaş değil ama bir tanıdıktır.
We are familiar with the legend of Robin Hood.
- Robin Hood efsanesi bize tanıdık.
This kind of experience is familiar to everyone.
- Bu tür bir deneyim herkes için tanıdık.
She is more an acquaintance than a friend.
- O bir arkadaştan daha çok bir tanıdık.
He has many acquaintances but few friends.
- Onun birçok tanıdıklar ancak birkaç arkadaşı var.
Can you identify the man using this picture?
- Bu fotoğrafı kullanan adamı tanımlayabilir misin?
Some people identify success with having much money.
- Bazı insanlar başarıyı çok para kazanma olarak tanımlarlar.
Can you recognise the person in this picture?
- Bu resimdeki kişiyi tanıyabilir misin?
Remember me? No. Well, well. I'm surprised you don't recognise me! Are we supposed to?
- Beni hatırlıyor musun? Hayır. Hayret. Beni tanımamana şaşırdım! Tanımamız gerekiyor mu?
She was burned so extensively that her children no longer recognized her.
- O kadar yoğun yandı ki çocukları onu artık tanımadı.
Everyone recognized him as a brilliant pianist.
- Herkes onu görkemli bir piyanist olarak tanıdı.
The sphygmomanometer is an important diagnostic instrument.
- Tansiyon ölçme aleti önemli bir tanı aracıdır.