Definition von sayesinde im Türkisch Englisch wörterbuch
- by means of
- thanks to
Thanks to your help, I could understand the book quite well.
-Yardımın sayesinde, kitabı oldukça iyi anlayabildim.
It was thanks to his advice that I succeeded.
-Ben onun tavsiyesi sayesinde başarılı oldum.
- due to
- on his coattails
- by virtue of
- in virtue of
- whereby
- by courtesy of
- thru
- thro
Tom and Mike became acquainted through their mutual friends.
-Tom ve Mike ortak arkadaşları sayesinde arkadaş oldular.
Languages are not carved in stone. Languages live through all of us.
-Diller taşa kazınmamıştır. Diller hepimizin sayesinde yaşar.
- through one's instrumentality
- through the agency of
- through
He has made a fortune through hard work.
-O çok çalışma sayesinde bir servet yaptı.
Languages are not carved in stone. Languages live through all of us.
-Diller taşa kazınmamıştır. Diller hepimizin sayesinde yaşar.
- owing to
- on his coat tails
- a) thanks to, owing to b) by means of
- by the agency of
- by dint of
- by force of
- with
With your talent, you should be able to make a lot of money.
-Yeteneğin sayesinde çok para kazanabilmelisin.
With your help, I could succeed.
-Yardımın sayesinde başarabildim.
- sayesinde, yararlanarak
- Through using
- sayesinde münasebetiyle
- under favour of
- sayesinde thanks to: Ali'nin sayesinde işi bitirdik
- Thanks to Ali we've got the job done
- saye
- aegis
- saye
- help
Thanks to your help, I could succeed.
-Yardımın sayesinde başarabildim.
Thanks to your help, we were successful.
-Yardımın sayesinde, başarılıydık.
- saye
- shadow; shade
- saye
- protection, assistance, favor
- saye
- shade, shadow; protection, help
Relevante Übersetzungen
Definition von sayesinde im Englisch Englisch wörterbuch
- saye
- obsolete spelling of say
Relevante Übersetzungen
Definition von sayesinde im Türkisch Türkisch wörterbuch
- Bir şeyden dolayı, sebebiyle, yardımıyla: "Çocuk öğrenmişse, ne yapmışsa Ramazan'ın sayesinde yapmıştı."- H. E. Adıvar
- Bir şeyden dolayı, sebebiyle, yardımıyla
- SAYE
- (Osmanlı Dönemi) (C.: Sâyât) Koyun yatağı. Nişan için dikilen taş. Yolun tanınması için bir yere yığıp höyük yapılan ta
- SAYE
- (Hukuk) Destek, yardım, emek, araç
- saye
- Koruma, yardım
- saye
- Gölge