She is never online, even during her vacation.
- O, tatili sırasında bile asla çevrimiçi değil.
I'm just going to rest during the summer vacation.
- Yaz tatili sırasında sadece dinleneceğim.
There are big fines for talking on a hand-held mobile phone while driving.
- Sürüş sırasında elde tutulan bir cep telefonu ile konuşmanın büyük cezaları vardır.
While the civil war went on, the country was in a state of anarchy.
- İç savaş sırasında, ülke anarşik bir durum içindeydi.
He met many fascinating people in the course of his travels.
- O, seyahatleri sırasında çok sayıda etkileyici insanlarla tanıştı.
It's not uncommon for people to give fake personal information when registering to use websites.
- Web sitelerini kullanmak için kayıt sırasında insanların sahte kişisel bilgi vermeleri nadir değildir.
The orchestra makes discordant noises when tuning up.
- Orkestra akort etme sırasında kulak tırmalayan sesler yapar.
Genes consist of a specific sequence of DNA.
- Genler DNA'nın belirli bir sıralanmasından oluşur.
A convergent sequence is bounded.
- Yakınsak bir sıra sınırlandırılmıştır.
We queued up for the bus.
- Biz otobüs için sıraya girdik.
We queued up to get tickets for the concert.
- Biz konsere bilet almak için sıraya girdik.
Tom took a seat next to Mary on the bench.
- Tom oturma sırasında Mary'ye bitişik bir koltuk aldı.
The boy sitting on the bench is Tom.
- Sırada oturan oğlan Tom'dur.
He ranked fourth on a total of 56 runners.
- O, toplam 56 koşucu arasında dördüncü sırada yer aldı.
His rank isn't high enough for that position.
- Sıralaması bu pozisyon için yeterince yüksek değil.
Our friend finished the race in second place.
- Arkadaşımız yarışı ikinci sırada bitirdi.
Mr Miyake showed me lots of places during my stay in Kurashiki.
- Bay Miyake Kurashiki'de kaldığım sırada bana bir sürü yer gösterdi.
Tom always wants to sit in the front row.
- Tom her zaman ön sırada oturmak ister.
Tom asked Mary to see about getting front row seats at the Lady Gaga concert.
- Tom Mary'den Lady Gaga konserinde ön sıra koltuklardan almanın bir yolunu bulmasını istedi.
Tickets will be allotted in order of application.
- Biletler başvuru sırasına göre ayrılacak.
Let's learn the basic tags in order.
- Temel etiketleri sırayla öğrenelim.
You must stand in a line to buy the ticket.
- Bilet almak için sırada durmalısınız.
Jane got too nervous when her turn came, and she blew her lines.
- Jane sırası geldiğinde, ve sırasını kaçırdığında çok sinirlenir.
It was my turn to clean the room.
- Odayı temizleme sırası benimdi.
It's your turn to sing.
- Şarkı söyleme sırası senin.
Italy has two mountain ranges, the Alps and the Apennines.
- İtalya'nın iki dağ sırası vardır, Alpler ve Apeninler.
Mary is sitting at the desk.
- Mary sırada oturuyor.
There is one apple on the desk.
- Sıranın üzerinde bir elma var.
Form a straight line!
- Düz bir sıra oluşturun.
Tom pitched six innings.
- Tom altı vuruş sırası fırlattı.
Tom pitched six innings.
- Tom altı vuruş sırası fırlattı.
Tom usually sits in the back pew.
- Tom genellikle arka sırada oturur.
The recent frequency of earthquakes makes us nervous.
- Şu sıralardaki deprem sıklığı bizi endişelendiriyor.
During the morning of March 20, 2015, a total solar eclipse will be visible from the Faroe Islands, located northwest of Scotland, and the Svalbard Islands, located east of Greenland.
- 20 Mart 2015 sabahı sırasında tam güneş tutulması İskoçyanın kuzeybatısında yer alan Faroe adalarından ve Greenland'in doğusunda yer alan Svalbarg adalarından gözle görülebilir olacak.
Is it safe to eat raw fish during pregnancy?
- Hamilelik sırasında çiğ balık yemek güvenli midir?
Poetry consists of the best words arranged in the best order.
- Şiir, en iyi sırada düzenlenmiş en iyi kelimelerden oluşur.
Occasional showers are possible tomorrow.
- Yarın ara sıra sağanaklar olabilir.
Floods, violent wind storms, droughts, killing frosts, and the problems of air pollution have all, on occasion, influenced modern society.
- Seller, şiddetli rüzgar fırtınaları, kuraklıklar, öldürücü donlar ve hava kirliliği sorunları hepsi,ara sıra, modern toplumu etkilenmiştir.
Some countries use ordinal numbers to count millennia, whereas others count them using cardinal numbers.
- Bazı ülkeler bin yıllık dönemi saymak için sıra numaralarını kullanırken, diğerleri asıl sayıları kullanarak sayarlar.
There is a bench in front of the train station.
- Tren istasyonunu önünde bir sıra var.
They discovered a very talented player during summer training.
- Onlar yaz eğitimi sırasında çok yetenekli bir oyuncu keşfettiler.
The children went upstairs in single file.
- Çocuklar tek sıra halinde üst kata çıktı.
She sorted the files in alphabetical order.
- O, dosyaları alfabetik olarak sıraladı.
Having misconceptions of what mathematics is is even more ordinary than not knowing how to spell my name.
- Matematiğin ne olduğu ile ilgili yanılgıların olması ismimi nasıl heceleyeceğinizi bilmediğinizden bile daha sıradandır.
I got to the bank and luckily didn't have to get in line.
- Bankaya gittim ve neyseki sırayla girmek zorunda kalmadım.
The bank collapsed during the recession.
- Banka ekonomik durgunluk sırasında çöktü.