Önemli bir rolüm var.
- I have an important role.
Tarihçinin rolü daha az keşfetmek ve onları çevirmek ve açıklamak yerine belgelerin kataloğunu hazırlamaktır.
- The role of the historian is less to discover and catalog documents than to interpret and explain them.
Kral açıkça anayasal görevini aşmıştı.
- The king had clearly overstepped his constitutional role.
Çevirmenin ikili bir görevi vardır.
- The interpreter has a double role.
Tom benim rol modelimdi.
- Tom was my role model.
Tom'un erkek rol modeline ihtiyacı var.
- Tom needs a male role model.
Ebeveynler çocukları için örnek alınan kimseler olmalı.
- Parents should be role models for their children.
Ne zaman kadın ve erkeklerin geleneksel rollerini düşünsek, ailesine destek olan kocalar ve de aile ve çocuklarına bakan karılar aklımıza gelir.
- When we think of the traditional roles of men and women in society, we think of husbands supporting the family, and wives taking care of the house and children.
Tom geleneksel cinsiyet rollerine inanır.
- Tom believes in traditional gender roles.
We get role cards in drama class telling us what our characters will be.
... How can companies, like Google who are global play a role in ...
... our troops have moved to a support role together with our allies ...