I am pretty pleased with you.
- Senden oldukça memnunum.
This park is pretty big; it has a lot of trees and many flowers.
- Park oldukça büyüktür; Çok sayıda ağaçları ve çok sayıda çiçekleri vardır.
My knowledge of Japanese is rather poor.
- Japonca bilgim oldukça zayıftır.
In spite of the sunny weather, the air was rather chilly.
- Güneşli havaya rağmen, hava oldukça serindi.
The salts and minerals found in these mountains are quite diverse.
- Bu dağlarda bulunan tuzlar ve mineraller oldukça farklıdır.
It is quite a big number.
- Oldukça büyük bir numara.
Tom bought Mary a fairly expensive camera.
- Tom Mary'ye oldukça pahalı bir kamera aldı.
Tom found it fairly easy to follow Mary without being seen.
- Tom görünmeden Mary'yi izlemeyi oldukça kolay buldu.
Such incidents are quite common.
- Bu gibi olaylar oldukça yaygındır.
Mary was such a lovely bride.
- Mary oldukça güzel bir gelindi.
Tom is pretty good at playing piano by ear.
- Tom notasız piano çalmada oldukça iyidir.
I went to the theater quite early with a view to getting a good seat.
- İyi bir koltuk almak amacıyla tiyatroya oldukça erken gittim.
I have a good many things to do today.
- Bugün yapacak oldukça çok şeyim var.
Quite well, thank you.
- Oldukça iyiyim, teşekkür ederim.
He has been well off since he started this job.
- O bu işe başladığından beri oldukça iyi durumda.
Research in this area is somewhat equivocal.
- Bu konuda yapılan araştırma oldukça şüpheli.
Tom was reasonably certain that Mary had stolen his grandfather's gold watch.
- Tom, Mary'nin onun büyükbabasının altın saatini çaldığından oldukça emindi.
I'm reasonably certain of it.
- Ben bundan oldukça eminim.
Your family has considerably increased since my last voyage.
- Son yolculuğumdan beri ailen oldukça arttı.
This area has been considerably built up of late.
- Bu alan oldukça geç inşa edilmiştir.
The region is relatively rich in mineral resources.
- Bölge maden kaynakları açısından oldukça zengindir.
It seems perfectly reasonable.
- Oldukça makul görünüyor.
That's a fairly reasonable price.
- O oldukça makul bir fiyat.
Tom certainly has some pretty old-fashioned ideas.
- Tom'un kesinlikle bazı oldukça eski-moda fikirleri var.
Some people think the government has way too much power.
- Bazı insanlar hükümetin oldukça çok fazla gücünün olduğunu düşünüyor.
This place is sort of romantic.
- Bu yer oldukça romantik.
I sort of had a crush on you.
- Sana oldukça aşık oldum.
This typewriter has seen plenty of use.
- Bu daktilo oldukça sık kullanılmıştır.
He earns a great deal.
- O, oldukça çok kazanır.
I owe him a great deal.
- Ona oldukça çok borçluyum.
Tom won a sizable amount of money.
- Tom oldukça büyük bir miktarda para kazandı.
Tom can dance fairly well, can't he?
- Tom oldukça iyi dans edebilir, değil mi?
He speaks English fairly well.
- O, İngilizceyi oldukça iyi konuşur.