Türkisch - Englisch
Definition von nüfûz im Türkisch Englisch wörterbuch
- nüfuz
- influence
He has great influence in his country.
-Onun ülkesinde büyük nüfuzu var.
- nüfuz
- penetration
- nüfuz etmek
- penetrate
- nüfuz
- prestige
- nüfuz
- force
- nüfuz
- dominance
- nüfuz
- penetration; permeation
- nüfuz
- clout
- nüfuz
- influence, power, clout, ascendancy; penetration, permeation
- nüfuz
- interest
- nüfuz
- diffusion
- nüfuz
- pull
- nüfuz
- wire
- nüfuz
- authority
- nüfuz
- influence, power, weight
- nüfuz
- hold
- nüfuz
- moment
- nüfuz
- domination
- nüfuz
- purchase
- nüfuz sahibi
- influential
- nüfuz alanı
- influence zone
- nüfuz eden
- pervasive
- nüfuz etme
- permeation
- nüfuz etme
- interpenetration
- nüfuz etme oranı
- (Hukuk) penetration rate
- nüfuz etmek
- diffuse
- nüfuz etmek
- 1. to penetrate; to permeate. 2. to influence. 3. to understand the real meaning of
- nüfuz etmek
- indwell
- nüfuz etmek
- to penetrate, to permeate, to sink in
- nüfuz etmek
- pierce
- nüfuz etmek
- pass through
- nüfuz sahibi influential
- (person)
- nüfuz ticareti yapmak
- to engage in influence peddling, peddle one's influence
- nüfuz
- credit
- nüfuz
- (Bilgisayar,Teknik) throughput
- nüfuz
- sway
- nüfuz
- infiltration
- nüfuz
- access
- sosyal nüfuz
- (Pisikoloji, Ruhbilim) social influence
- nüfuz
- power
- nüfuz
- ascendance
- nüfuz
- ascendancy
- nüfuz
- ascendantent
- nüfuz
- {i} potency
- nüfuz
- action
- nüfuz
- standin
- sıvıların kılcallara nüfuz etme özelliği
- capillarity
Relevante Übersetzungen
Türkisch - Türkisch
Definition von nüfûz im Türkisch Türkisch wörterbuch
- (Osmanlı Dönemi) sözü geçer olmak, sözü dinlenmek; bir yere işleyip geçmek; içine alan
- NÜFUZ
- (Osmanlı Dönemi) Sözü geçer olmak, sözü dinlenmek
- NÜFUZ
- (Osmanlı Dönemi) Vücudundan işleyip geçmek. İçine alan
- NÜFUZ
- (Hukuk) Etki, tesir; sözü geçme
- nüfuz
- İçine geçme
- nüfuz
- Söz geçirme, güçlü olma, erk
- nüfuz
- Söz geçirme, güçlü olma, erk: "Birbirlerinin servetlerini, nüfuzlarını, rütbelerini, kabiliyetlerini bilirlerdi."- A. Ş. Hisar
- nüfuz
- Geçme
- nüfuz etmek
- Bir şeyin içine işlemek, geçmek
- nüfuz etmek
- Etkili olmak
- nüfuz etmek
- İnceliğine varmak, anlamak
- nüfuz ticareti
- Bir kimsenin bulunduğu makamın gücüne dayanarak bazı işlere karışıp kendine çıkar sağlaması