Tom put together one million dollars in unmarked, used bills as the kidnappers had told him to do.
 - Çocuk hırsızlarının ona yapmasını söyledikleri gibi Tom işaretlenmemiş, kullanılmış paralar halinde bir milyon dolar topladı.
I cannot afford buying a used car.
 - Kullanılmış bir araba almam çok zor.
By using Tatoeba one learns languages.
 - Bir insan Tatoeba'yı kullanarak dil öğrenir.
You should try to form the habit of using your dictionaries.
 - Sözlüklerini kullanma alışkanlığı oluşturmaya gayret etmelisin.
The gym is used for the ceremony.
 - Spor salonu, tören için kullanıldı.
Uranium is used in the production of nuclear power.
 - Uranyum, nükleer gücün üretiminde kullanılmaktadır.
Some people try to gain advantage by exploiting their personal contacts.
 - Bazı insanlar kendi kişisel bağlantılarını kullanarak avantaj kazanmaya çalışır
I want you to utilize that object.
 - O nesneyi kullanmanı istiyorum.
Atomic energy can be utilized for peaceful purposes.
 - Atom enerjisi barışçıl amaçlarla kullanılabilir.
That car dealer gave me a bum steer when he told me this used Toyota was in good condition.
 - O araba satıcısı bu kullanılmış Toyota'nın iyi durumda olduğunu söylediğinde bana yanlış bilgi vermiş.
I used to use Twitter, but then found it a bit boring, so I stopped using it.
 - Twitter'ı kullanırdım, fakat sonra onu sıkıcı biraz buldum, bu yüzden onu kullanmayı durdurdum.
Many young people make use of their summer vacation to climb Mt. Fuji.
 - Birçok genç insan yaz tatilini Fuji Dağına tırmanmak için kullanıyor.
You should make use of this chance.
 - Bu şansı kullanmalısınız.
Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users.
 - Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.
Na'vi language is used in Avatar.
 - Na'vi dili Avatar'da kullanılır.
Some people try to gain advantage by exploiting their personal contacts.
 - Bazı insanlar kendi kişisel bağlantılarını kullanarak avantaj kazanmaya çalışır
The police found two crushed mobile phones in a trash can near the site of the killings and are attempting to exploit the data contained in them.
 - Polis cinayetlerin bulunduğu yere yakın bir çöp kutusunda ezilmiş iki cep telefonu buldu ve onların içerdikleri veriyi kullanmaya çalışıyor.
Sami was wielding a knife.
 - Sami bir bıçak kullanıyordu.
Do you know how to wield an épée?
 - Epeyi nasıl kullanacağını biliyor musun?
Notice how the player uses his elbows.
 - Oyuncunun dirseğini nasıl kullandığına dikkat edin.
Mary used her fork to play with the food on her plate.
 - Mary çatalını tabağındaki yemekle oynamak için kullandı.