First impressions are lasting.
- İlk izlenimler kalıcıdır.
First impressions are the most lasting.
- İlk izlenimler en kalıcı olanlardır.
Everybody wants permanent peace.
- Herkes kalıcı barış istiyor.
We all wish for permanent world peace.
- Hepimiz kalıcı dünya barışı istiyoruz.
Tom is very persistent, isn't he?
- Tom çok kalıcı, değil mi?
Hostilities permanently ceased.
- Düşmanlıklar kalıcı olarak durdu.
You're still young, but not permanently.
- Hala gençsin ama kalıcı olarak değil.
This is a really catchy song.
- Bu gerçekten çok akılda kalıcı bir şarkı.
The company has a catchy slogan.
- Şirketin akılda kalıcı bir sloganı var.
In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
- Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.
Words fly away, the written remains.
- Söz uçar, yazı kalır.
We stayed overnight in Hakone.
- Bir geceliğine Hakone'de kaldık.
I can't stay here forever.
- Sonsuza dek burada kalamam.
Kentaro is staying with his friend in Kyoto.
- Kentaro, arkadaşıyla Kyoto'da kalıyor.
A man named George was staying at a hotel.
- George adında bir adam bir otelde kalıyordu.
The reason both brothers gave for remaining bachelors was that they couldn't support both airplanes and a wife.
- Her iki erkek kardeşin bekar kalmak için ileri sürdüğü neden onların hem uçaklara hem de bir eşe bakamayacaklarıydı.
Let's quickly finish the remaining work and go out for some drinks.
- Kalan işi çabucak bitirelim ve dışarı biraz içmeye gidelim.
He remains loyal to his principles.
- O, prensiplerine sadık kalıyor.
The hotel remains closed during the winter.
- Otel kış boyunca kapalı kalır.