kafa

listen to the pronunciation of kafa
Türkisch - Englisch
head

The girl, who had her head on the boy's shoulder, looked around in surprise. - Kafasını erkeğin omuzuna koymuş olan kız şaşkın şaşkın etrafına bakındı.

They all have arms, legs, and heads, they walk and talk, but now there's SOMETHING that wants to make them different. - Onların hepsinin, kolları, bacakları, ve kafaları var,onlar yürürler ve konuşurlar, ama şimdi onlara farklı yapmak isteyen bir şey var.

mind

You've got a one-track mind. - Kafan tek taraflı çalışıyor.

It took a load off my mind when our team won the championship. - Takımımız şampiyonluğu kazandığında kafam rahatladı.

conk
onion
potato
brains

Why did Tom blow his brains out? - Neden Tom kafasına ateş ederek intihar etti?

He's racking his brains about how to deal with the matter. - O, sorunu nasıl halledeceği hakkında kafa yoruyor.

bean
chump
intelligence
cast of mind
a large marble, shoooter
noggin
coconut
pate
sconce
costard
noodle
poll
noddle
head, nut; mind, brain, brains, intelligence, head
mind, mental attitude
savvy
knob
end

We're at our wits' end. - Kafamız allak bullak olmuş durumda.

nob
nut

Tom is a conspiracy nut. - Tom kafayı komplo teorileriyle bozmuş biri.

headpiece
tete
crumpet
butt
(Argo) lemon
to head
head in
loaf
sconee
skull

She keeps a human skull on her desk. - O, masasında bir insan kafatası tutuyor.

Tom has a tattoo of a skull on his chest. - Tom'un göğsünde bir kafatası dövmesi var.

kafa karıştırıcı
puzzling
kafa derisini yüzmek
scalp
kafa dengi
congenial
kafa bulmak
send up
kafa karıştırmak
confuse
kafa vuruşu
heading
kafa sallama
nod
kafa bulmak
clown on someoneto have someone on
kafa dinlemek
(deyim) Have peace of mind, possess one's soul in peace
kafa dinlemek
Unbrace oneself
kafa karıştırma
mixing head
kafa tutmak
Oppose, challenge, be obstinate, dare, stump, stick up to
kafa yarmak
brain
kafa yorma
deliberation
kafa çekmek
Wet one's whistle, have a wet
kafa çıkışı
head out
kafa aralığı
head gap
kafa atma
header
kafa atma
butt
kafa atmak
to butt
kafa atmak
butt
kafa boşluğu
headroom
kafa boşluğu
cranial cavity, cavum cranii
kafa bulma
spoof
kafa bulma
send up
kafa bulma
jape
kafa bulma
wiper
kafa bulma
leg pull
kafa bulma
wipe
kafa bulma
raillery
kafa bulmak
ironize
kafa bulmak
ride
kafa bulmak
pull one's leg
kafa bulmak
jape
kafa bulmak
rally
kafa bulmak
have smb. on
kafa bulmak
rib
kafa dengi
like-minded, congenial
kafa dengi
1. kindred spirit. 2. (someone) who is a kindred spirit, like-minded
kafa derisi
scalp

It's a scalp disease. - Bu bir kafa derisi hastalığı.

My scalp is very itchy. - Benim kafa derisi çok kaşınıyor.

kafa derisini yüzmek
to scalp
kafa değiştirmek
to change one's mind; to change one's way of thinking
kafa dinleme
quiescence
kafa dinleme yeri
retreat
kafa göz yarmak
to be awkward and unskillful
kafa işi
headwork
kafa işçisi
headworker
kafa işçisi
white-collar worker
kafa kafaya
nip and tuck
kafa kafaya
head to head
kafa kafaya
a) head-on b) neck and neck
kafa kafaya
head-on
kafa kafaya
end to end
kafa kafaya vermek
to put their heads together
kafa kafaya vermek
knock the heads together
kafa kafaya çarpışma
head-on collision
kafa kafaya çarpışmak
to collide head-on
kafa kalmamak
to be so worn out one can't think
kafa kalmamak
to be unable to think
kafa karıştıran
mind bending
kafa karıştıran şey
perplexity
kafa karıştırmak
perplex
kafa karıştırmak
addle
kafa karıştırıcı
perplexing

Sami asked Layla a perplexing question. - Sami, Leyla'ya kafa karıştırıcı bir soru sordu.

kafa karıştırıcı
confusing

His words are confusing. - Onun sözleri kafa karıştırıcı.

I know how confusing this must be for you. - Bunun senin için ne kadar kafa karıştırıcı olduğunu biliyorum.

kafa karışıklığı
confusion
kafa kemikleri
craniums
kafa kemiği
cranium
kafa patlatmak
to do a lot of hard mental work
kafa patlatmak
to rack one's brains, to cudgel one's brains
kafa patlatmak
beat one's brains
kafa patlatmak
rack one's brains
kafa sallama
(olumsuz) shake of the head
kafa sallamak
(olumsuz) shake one's head
kafa sallamak
(olumlu) nod
kafa sallamak
to rubber-stamp everything, be a yes-man
kafa tutmak
be obstinate
kafa tutmak
stick up to
kafa tutmak
to oppose, to resist, to defy
kafa tutmak
to defy; to oppose challengingly
kafa tutmak
dare
kafa tutmak
challenge
kafa tutmak
stump
kafa tutmak
oppose
kafa uzatmak
(at) bore
kafa vergisi
poll tax
kafa vergisi
head money
kafa vurmak
to head
kafa vuruşu
header
kafa vuruşu
soccer header
kafa vuruşu yapmak
take a header
kafa ya almak
slang 1. to silence (a bothersome person). 2. to find the right person (to do a job)
kafa yapan
heady
kafa yapısı
attitude of mind
kafa yapısı
habit of mind
kafa yapısı
habit
kafa yağı
slang sperm, semen
kafa yoran kimse
puzzler
kafa yormak
to ponder, think hard, rack one's brains
kafa yormak
to beat one's brains, to rack one's brains, to chew sth over
kafa yormak
beat one's brains
kafa çarpması
head crash
kafa çekmek
imbibe
kafa ütülemek
slang to talk someone to death, talk someone's ear off
kafa ütülemek
to bore, to badger, to nag, to pester, to blabber, to carp, to rabbit (on) (about sb/sth)
kafa şekil bozukluğu ve zekâ geriliği hastalığı
mongolism
kafa şişiren
jazz
kafa şişiren kimse
speechifier
kafa şişirme
speechification
kafa şişirmek
to give sb a headache by noise or worrying, to bore
kafa şişirmek
speechify
kafa şişirmek
(for noise, a complicated problem) to drive one crazy, make one unable to think straight
kafa yormak
{f} chew
kafa yormak
contemplate
kafa bulmak
(Konuşma Dili) hoax
kafa dengi
(deyim) kindred spirit
kafa tutmak
stand up to
kafa tutmak
resist
kafa yormak
mull over
kafa yormak
(deyim) chew over
kafa yormak
mull
kafa yormak
rack one's brains
kafa yormak
think over
kafa yormak
muse
kafa yormak
speculate
onuncu kafa siniri
(Tıp) vagus nerve
onuncu kafa siniri
(Tıp) nervus vagus
kafa dengi
kindred
kafa dengi
sport
kafa tutmak
defy
kafa yormak
put on one's thinking cap
Kafa bulmak
pulling one's leg
kafa atmak
toss of the head
kafa atmak
to toss the head
kafa dağıtmak
let oneself go
kafa sallamak
shake the head
koca kafa
Big head
araba koltuğu kafa dayanağı
headrest
beyaz kafa
whitehead
birleşik kafa
combined head
boş kafa
pate
değişmez kafa
fixed head
duyarlı kafa
sensing head
esrarla kafa bulmak
blow one's mind
kafa yormak
{f} think hard
kafa yormak
{f} ponder
kafa yormak
puzzle one's head
kafa yormak
hammer away
kafa yormak
puzzle one's brains
kuru kafa
death's-head
manyetik kafa
magnetic head, sound head
na kafa
I don't have a lick of sense!/How could I be so stupid?
nato kafa
numskull, idiot
nato kafa, nato mermer
I/You don't have a lick of sense!/He doesn't have a lick of sense!
odun gibi adam/ kafa
(Konuşma Dili) blockhead, numskull
odun kafa
purblind
onbirinci kafa çifti
(Tıp) eleventh cranial nerve
örümcekli kafa
(Konuşma Dili) mossback, fogy
üzerinde kafa yormak
chew over
üzerinde kafa yormak
chew on
Türkisch - Türkisch
(Osmanlı Dönemi) Akıl, zekâ, anlayı
(Osmanlı Dönemi) Ense, arka
(Osmanlı Dönemi) (C.: Akfâ) Baş. Kafa
Hayvanlarda genellikle ağız, göz, burun, kulak gibi organların bulunduğu vücudun en ön bölümü
İnsan başı, ser
Kavrama ve anlama yeteneği, zekâ, zihin: "Kafasının faaliyetini fikirden ziyade işe vermiş."- Y. K. Beyatlı
Görüş ve inançların etkisi altında beliren düşünme ve yargılama yolu, zihniyet: "Kalbi ve kafasıyla daima yeni, daima genç kaldı."- Y. Z. Ortaç
Mekanik bir bütünün parçası
Cevizin büyük boyu
Çocuk oyunlarında kullanılan zıpzıp taşının veya cevizin büyük boyu
Bellek
Baş (özellikle insan başı), ser
Görüş ve inançların etkisi altında beliren düşünme ve yargılama yolu, zihniyet
Demet haline getirilmiş tütün yapraklarının baş kısmı
Kavrama ve anlama yeteneği, zekâ, zihin
Fıçı ve bidonların boşaltılmasında kullanılan bir çeşit sapan
(Osmanlı Dönemi) ZİHNİYYET
(Osmanlı Dönemi) KAFN
kafa bulmak
biriyle dalga geçmek
kafa dengi
Görüş ve anlayışları birbirine uymuş kimselerden her biri
kafa içi
Kafatası
kafa işçisi
Beyin gücü ile ortaya eser koyan, araştıran, inceleyip eleştiren kimse
kafa kağıdı
Nüfus cüzdanı, nüfus kâğıdı, hüviyet
kafa koçanı
bakınız: kafa kâğıdı
kafa çıkışı
Futbolda havadan gelen topa kafa vurmak için yükselme
kalın kafa
Kalın kafalı
Kafa tutmak
(Osmanlı Dönemi) SÜMUD
Kafa tutmak
temerrüt etmek
kuru kafa
Tırtılları patates yaprağı yiyen, alt kanatları sarı, üstü kahverengi bir tür kelebek (Acherantia adrophos)
kuru kafa
Baş iskeleti
kuru kafa
Akılsız kafa
Englisch - Türkisch

Definition von kafa im Englisch Türkisch wörterbuch

kafa kağıdı
İdentity card, İD card
hotoz kafa
Kıvırcık saçlı kimse
kafa
Favoriten