Kaç tane adam onları koruyor?
- How many men are guarding them?
Kübalı askerler sokakları koruyordu.
- Cuban soldiers were guarding the streets.
Altın golemleri hazineyi korumak için kullanılan gardiyanlardır.
- Gold golems are guardians used to guard treasure.
Nöbetçileri nasıl öldürdün?
- How did you kill the guards?
Nöbetçi ayağa kalk diye bağırdı.
- On your feet, shouted the guard.
Yakın koruma altında aylarca orada kaldı.
- He remained there for many months under close guard.
Bazı şirketlerin resepsiyonda resepsiyonist yerine korumaları var.
- Some companies have guards at the front desk instead of receptionists.
O, sınır muhafızını görünce can havliyle kaçtı.
- He ran for his life at the sight of the border guard.
Papayı İsviçreli Muhafızlar korur.
- The Swiss Guards protect the pope.
O bir bekçi kılığında bankaya girdi.
- He went into the bank in the disguise of a guard.
Yabancıları yaklaştırmamak için bir bekçi köpeği aldı.
- He bought a guard dog to keep out intruders.
Tom bir hapishane gardiyanı.
- Tom is a prison guard.
Tom on yıldır bir hapishane gardiyanıdır.
- Tom has been a prison guard for ten years.
Şimdi nöbet tutacağım. Git biraz uyu.
- I'll stand guard now. Go get some sleep.
Tom nöbette uykuya dalmakla suçlandı.
- Tom was accused of falling asleep on guard duty.
Tom on yıldır bir hapishane gardiyanıdır.
- Tom has been a prison guard for ten years.
Tom bir hapishane gardiyanıydı.
- Tom was a prison guard.
Sincap, kabilemizin koruyucu ruhudur.
- The squirrel is the guardian spirit of our tribe.
Koruyucu meleklere inanırım.
- I believe in guardian angels.
Kübalı askerler sokakları koruyordu.
- Cuban soldiers were guarding the streets.
Gizli servis onu saldırıya karşı koruyor.
- The secret service guards him against attack.
Her yerde silahlı muhafızlar vardı.
- There were armed guards everywhere.
Muhafızlar onların söylediği her şeyi duydular.
- Guards could hear everything they said.
The president inspected the guard of honour.