He is ashamed of his son's conduct.
- Oğlunun davranışından utanıyor.
We were surprised at his conduct.
- Biz onun davranışına şaşırdık.
His behavior disappointed many of his friends.
- Onun davranışı arkadaşlarının çoğunu hayal kırıklığına uğrattı.
His behavior, as I remember, was very bad.
- Onun davranışı, benim hatırladığım gibi, çok kötüydü.
Her behaviour isn't normal for a young girl.
- Onun davranışı genç bir kız için normal değil.
Her behaviour was out of the ordinary.
- Davranışı sıradışıydı.
His manners are not those of a gentleman.
- Onun davranışları bir centilmen tavrı değildir.
Dr. Jackson has a good bedside manner.
- Dr Jackson'ın hastalara karşı iyi bir davranışı var.
I can't stand that nasty attitude of his any longer.
- Onun terbiyesiz davranışlarına dayanamıyorum artık.
Culture plays a dynamic role in shaping an individual's character, attitude, and outlook on life.
- Kültür bir bireyin karakterinin, davranışının ve hayata bakış açısının şekillenmesinde dinamik bir rol oynar.
She gave her reporters social deportment tips.
- O muhabirlerine sosyal davranış ipuçları verdi.
Her actions disturb me.
- Onun davranışları beni rahatsız ediyor.
We judge ourselves by our intentions and others by their actions.
- Kendimizi niyetimizle başkalarını ise davranışlarıyla yargılarız.
Behaviour is the highest form of preaching.
- Davranış vaazın en yüksek biçimidir.
Tom doesn't approve of the way Mary's been behaving.
- Tom Mary'nin davranış şeklini onaylamıyor.
His warm way with people had made him hugely popular.
- Onun insanlara sıcak davranışı onu oldukça popüler yapmıştı.
That was a very kind act.
- Bu çok nazik bir davranıştı.
We judge ourselves by our intentions and others by their actions.
- Kendimizi niyetimizle başkalarını ise davranışlarıyla yargılarız.
I'm not accustomed to such treatment.
- Böyle bir davranışa alışık değilim.
Bad thoughts lead to bad deeds.
- Kötü düşünceler kötü davranışlara yol açar.
Many people cannot understand the way hackers behave.
- Birçok kişi bilgisayar korsanlarının davranış tavrını anlayamıyor.
There have been a lot of complaints about the way Tom behaves.
- Tom'un davranış şekli ile ilgili çok sayıda şikâyetler olmuştur.
He grumbled about the way they treated him.
- Onların ona davranış tarzı hakkında söylendi.
What do you think of the way Tom has been behaving lately?
- Tom'un son zamanlardaki davranış tarzı hakkında ne düşünüyorsun?
Please behave honestly.
- Lütfen dürüst davran.
He behaves well in school but at home he causes problems.
- O okulda iyi davranıyor ama evde sorunlara neden oluyor.