He is ashamed of his son's conduct.
- Oğlunun davranışından utanıyor.
We were surprised at his conduct.
- Biz onun davranışına şaşırdık.
His appearance and behavior made me ashamed of him.
- Onun görünüşü ve davranışı beni ondan utandırdı.
Tom decided to stop drinking and reform his behavior.
- Tom içmeyi bırakmaya ve davranışını değiştirmeye karar verdi.
Her behaviour was out of the ordinary.
- Davranışı sıradışıydı.
It's evident that human behaviour is more dangerous for the environment than radiation.
- Apaçık ortadadır ki, insan davranışları çevre için radyasyondan daha tehlikelidir.
His manners are not those of a gentleman.
- Onun davranışları bir centilmen tavrı değildir.
Tom can't put up with Mary's bad manners any longer.
- Tom Mary'nin kötü davranışlarına daha fazla katlanamaz.
Justify your attitude, come on, justify being there when it all happened.
- Davranışını haklı çıkar, haydi, bunların hepsi olduğunda orada olmanı haklı çıkar.
I like Tom's attitude.
- Tom'un davranışını beğenirim.
She gave her reporters social deportment tips.
- O muhabirlerine sosyal davranış ipuçları verdi.
We judge ourselves by our intentions and others by their actions.
- Kendimizi niyetimizle başkalarını ise davranışlarıyla yargılarız.
It's hard for me to explain my actions.
- Davranışlarımı açıklamak benim için zor.
Behaviour is the highest form of preaching.
- Davranış vaazın en yüksek biçimidir.
There have been a lot of complaints about the way Tom behaves.
- Tom'un davranış şekli ile ilgili çok sayıda şikâyetler olmuştur.
Tom doesn't approve of the way Mary's been behaving.
- Tom Mary'nin davranış şeklini onaylamıyor.
We judge ourselves by our intentions and others by their actions.
- Kendimizi niyetimizle başkalarını ise davranışlarıyla yargılarız.
He appears brave, but it's just an act.
- O cesur görünüyor fakat o sadece bir davranış.
I'm not accustomed to such treatment.
- Böyle bir davranışa alışık değilim.
Bad thoughts lead to bad deeds.
- Kötü düşünceler kötü davranışlara yol açar.
There have been a lot of complaints about the way Tom behaves.
- Tom'un davranış şekli ile ilgili çok sayıda şikâyetler olmuştur.
The way Tom behaves infuriates me.
- Tom davranış şekli beni öfkelendiriyor.
What do you think of the way Tom has been behaving lately?
- Tom'un son zamanlardaki davranış tarzı hakkında ne düşünüyorsun?
He grumbled about the way they treated him.
- Onların ona davranış tarzı hakkında söylendi.
Please behave honestly.
- Lütfen dürüst davran.
Young people are apt to behave that way.
- Genç insanlar o şekilde davranmaya eğilimlidir.