Speech is external thought, and thought internal speech.
- Konuşma dış düşünce ve düşünce iç konuşmadır.
That politician is well versed in internal and external conditions.
- O politikacı iç ve dış koşullarda deneyimlidir.
Between the inner and outer planets is an asteroid belt.
- İç ve dış gezegenler arasında bir asteroit kuşağı vardır.
The outer part of the ear is made of cartilage.
- Kulağın dış tarafı kıkırdaktan yapılmıştır.
No matter how we try, it is impossible to distinguish good people from bad people by outward appearances.
- Ne yaparsak yapalım, iyi insanları kötü insanlardan dış görünüşlerine bakarak ayırmak imkansızdır.
A ghost is an outward and visible sign of an inward fear.
- Bir hayalet içe dönük bir korkunun dışa dönük ve görünür işaretidir.
The government was obliged to make changes in its foreign policy.
- Hükümet, dış politikasında değişiklikler yapmak zorunda kaldı.
Have you ever been to a foreign country?
- Hiç yurt dışında bulundun mu?
Go out and breathe some fresh air instead of watching TV.
- Televizyon seyretmek yerine, dışarıya çıkıp biraz temiz hava al.
I'm going to go out this afternoon.
- Bu öğleden sonra dışarıya çıkacağım.
You are off the point.
- Konunun dışına çıktın.
Be sure to turn off the gas before you go out.
- Dışarı çıkmadan önce gazın kapalı olduğundan emin olun.
It is getting dark outdoors.
- Dışarıda hava kararıyor.
Today, we have to sleep outdoors.
- Bugün, dışarıda uyumak zorundayız.
Both we and the Soviets face the common threat of nuclear destruction and there is no likelihood that either capitalism or communism will survive a nuclear war.
- Biz ve sovyetler nükleer yıkımın alışılmış tehditiyle yüz yüzeyiz ve hem kapitalizmin hem komunizmin nükleer bir savaşla mücadele etmesi olasılık dışı.
No matter how we try, it is impossible to distinguish good people from bad people by outward appearances.
- Ne yaparsak yapalım, iyi insanları kötü insanlardan dış görünüşlerine bakarak ayırmak imkansızdır.
Don't be fooled by appearances.
- Dış görünüşlere aldanmayın.
Shall we take this outside?
- Bunu dışarı götürelim mi?
Outside of him, no one else came to the party.
- Onun dışında, başka hiç kimse partiye gelmedi.
Despite medical advances, ectopic pregnancy remains a significant cause of maternal mortality worldwide.
- Tıbbi gelişmelere karşın dış gebelik, dünya çapındaki anne ölümlerinin önemli bir nedeni olmaya devam etmektedir.
How many exoplanets have been discovered so far?
- Şimdiye kadar kaç tane dış gezegen keşfedildi?
The exosphere is the outermost layer of our atmosphere.
- Egzosfer atmosferimizin en dış tabakasıdır.
I never go out without buying something.
- Ben bir şey satın almadan asla dışarı çıkmam.
Tom couldn't sneak out of the dorm without being seen.
- Tom görülmeden yurdun dışına çıkamadı.