birinden

listen to the pronunciation of birinden
Türkisch - Englisch
biri one of them
(deyim) at someone's hands
biri
somebody

Somebody had drowned her in the bathtub. - Biri onu küvette boğmuştu.

There's somebody coming up the stairs. - Merdivenlerden yukarı gelen birisi var.

biri
one

The view of the Earth from the Moon is one of the iconic images of the 20th century. - Dünya'nın Ay'dan görüntüsü, 20. yüzyılın ikonik resimlerinden birisidir.

Dustin Moskovitz is a Jewish entrepreneur. He is one of the co-founders of Facebook. - Dustin Moskovitz, Yahudi bir girişimcidir. O, Facebook'un kurucularından biridir.

birinden ötekine geçmek
(Bilgisayar) switch to
birinden hoşlanmak
take a shine to
birinden yana
on behalf of
birinden önce ölmek
predecease
birinden ötekine geç
(Bilgisayar) switch
birinden ötekine geçmek
(Bilgisayar) switch
birinden ötekine geçmek
(Bilgisayar) switch between
birinden özür dilemek
apologize to
birinden beklemek
Waiting for someone to
birinden sitayişle bahsetmek
Speak in praise of somebody, praise
birinden bir şeyi almak
strip someone of
birinden biri
either
birinden daha şanslı olmak
(deyim) have the edge over
birinden destek almak
(deyim) have by the short hairs
birinden destek almak
(deyim) get by the short hairs
birinden emir almak
take an order
birinden fikir almak
pick one's brain
birinden gizlemek
hold out on one
birinden gizli yapmak
do something behind one's back
birinden hesap sormak
call someone to account
birinden intikam almak
avenge upon
birinden kurtulmak
shake someone off
birinden kötülük gelmek
be damaged by
birinden kötülük gelmek
get injured by
birinden nefret etmek
(deyim) hate someone's guts
birinden sipariş almak
take an order
birinden soğumak
feel strange from someone
birinden uzak durmak
stand away
birinden yana olmak
be on someone's side
birinden zarar gelmek
get injured by
birinden zarar gelmek
be damaged by
birinden önce davranmak
(deyim) get the jump on one
biri
{i} cookie

Would it be OK if I ate one of these cookies? - Bu kurabiyelerden birini yiyebilir miyim?

I'd like you to try one of these cookies. - Bu kurabiyelerden birini denemeni istiyorum.

biri
any

Is there anyone else wanting to eat? - Yemek yemek isteyen başka birisi var mı?

You may choose any of them. - Onlardan herhangi birini seçebilirsin.

biri
one of

Dustin Moskovitz is a Jewish entrepreneur. He is one of the co-founders of Facebook. - Dustin Moskovitz, Yahudi bir girişimcidir. O, Facebook'un kurucularından biridir.

I know one of them but not the other. - Birini tanıyorum da ötekini değil.

biri
anyone

Anyone could do that. - Herhangi biri onu yapabilir.

Anyone can cultivate their interest in music. - Birisi müziğe olan ilgisini geliştirebilir.

biri
soul

There's not a living soul around here. - Buralarda yaşayan biri yok.

Does anyone have a soul? - Herhangi biri bir ruha sahip midir?

biri
first

Let's draw lots to decide who goes first. - Kimin birinci olduğuna karar vermek için kura çekelim.

Poland was one of the first countries to recognize the Republic of Turkey. - Polonya, Türkiye Cumhuriyeti'ni tanıyan ilk ülkelerden biriydi.

kurtulmak (birinden)
get around
çekinmek (birinden)
refrain from
biri
someone

You don't marry someone you can live with — you marry the person whom you cannot live without. - Sen yaşayabileceğin herhangi biriyle evlenme - sen onsuz yaşayamayacağın kişiyle evlen.

Someone told me that every cigarette you smoke takes seven minutes away from your life. - Birisi bana içtiğin her sigara ömründen yedi dakika alır dedi.

biri
in one

Tom lost the sight in one of his eyes in a traffic accident. - Tom bir trafik kazasında gözlerinden birinde görme yeteneğini kaybetti.

Tom parked in one of the empty spaces in front of the library. - Tom kütüphanenin önündeki boş alanlardan birine parketti.

biri
of one

Here is a sample of the work of one of our workmen. - İşte bizim işçilerden birinin işinin bir örneği.

Books are the offspring of one's mind. - Kitaplar birinin aklının ürünleridir.

alışveriş etmek (birinden)
trade with
biri
one of them

One of them is a spy. - Onlardan biri bir casus.

If two men always have the same opinion, one of them is unnecessary. - İki insan her zaman aynı görüşe sahipse, bunlardan biri gereksizdir.

biri
one (of them); somebody, someone
biri
one; cookie
biri
_un
her birinden iki kopya rica ediyorum
I would like two prints of each
iflas etmiş birinden alacağı olan kimse
bankrupt's creditor
izin almak (birinden)
check with
kurtulmuş olmak (birinden)
be free of
Englisch - Englisch

Definition von birinden im Englisch Englisch wörterbuch

biri
{i} (in India) bidi, cheap cigarette made from cut tobacco rolled in leaf
Türkisch - Türkisch

Definition von birinden im Türkisch Türkisch wörterbuch

birinden sitayişle bahsetmek
Övmek, övgüyle bahsetmek
biri
Yüklem durumunda olan bir isim takımının belirtileni olarak kullanıldığında, belirtenin hor görüldüğünü anlatır
biri
Bilinmeyen bir kimse: "İhtimal hırsız Eşref'in hayranlarından biriydi."- O. S. Orhon
biri
Bir tanesi: "Vagonun birine binip bölmelerden birine yerleşti."- M. Ş. Esendal
biri
Bir tanesi
biri
Bilinmeyen bir kimse
biri
Yüklem durumunda olan bir isim takımının belirtileni olarak kullanıldığında belirtenin hor görüldüğünü anlatır