Aşkta, sadece başlangıçlar vardır.
- In love, there are only beginnings.
Bütün başlangıçlar zordur.
- All beginnings are difficult.
Birlikte başlamak için buraya gelmemeliydin.
- You shouldn't have come here to begin with.
Sanırım ev ödevimle ilgili çalışmaya başlamak zorundayım.
- I think I have to begin working on my homework.
O, başlangıçta zor olacak, fakat her şey başlangıçta zordur.
- At the beginning it'll be tough, but everything's tough at the beginning.
Başlangıç işin en önemli kısmıdır.
- The beginning is the most important part of the work.
Soğuk kanlılığımı kaybetmeye başlıyordum.
- I was beginning to lose my cool.
Önümüzdeki ayın başında Tokyo'ya varacak.
- She will arrive in Tokyo at the beginning of next month.
Doğum,bir şekilde,ölümün başlangıcıdır.
- Birth is, in a manner, the beginning of death.
Yağmur başlamadan önce geri dönelim.
- Let's go back before it begins to rain.
Başlangıç işin en önemli kısmıdır.
- The beginning is the most important part of the work.
İyi bir başlangıç iyi bir bitiş yapar.
- A good beginning makes a good ending.
Oda basın konferansının başlamasını bekleyen muhabirlerle tıka basa doluydu.
- The room was jam-packed with reporters waiting for the press conference to begin.
Başlamaya hazır mısın?
- Are you ready to begin?
Önümüzdeki hafta başlayarak yeni bir ders kitabı kullanacağız.
- Beginning next week, we'll be using a new textbook.
Bitkiyi kökleriyle çekin.
- Pull the plant up by the roots.
Yiyeceğiniz yoksa, hayatta kalmak için kökleri ve böcekleri yemek zorundasınızdır.
- If you have no food, you got to eat roots and insects in order to survive.
O, başlangıçta zor olacak, fakat her şey başlangıçta zordur.
- At the beginning it'll be tough, but everything's tough at the beginning.
Bütün başlangıçlar zordur.
- All beginnings are difficult.
O zaman ilkbaharın başlangıcıydı.
- It was then the beginning of spring.
İlk başta işimden hoşlanmadım ama artık ondan hoşlanmaya başlıyorum.
- At first I didn't like my job, but I'm beginning to enjoy it now.
Kaynaklar tükenmeye başlıyor.
- The supplies are beginning to give out.
He is beginning to read a new book.
The house you want is down at the beginning of the street.
In the beginning God created Heaven and Earth.
- In the beginning God created the heavens and the earth.
I am beginning to understand.
- I'm beginning to understand.
... And to administer them, the beginnings of politics. ...
... supposed the beginnings when i was thirteen ...