At a first glance it seems easy.
- İlk bakışta kolay görünüyor.
I could tell at a glance that something was wrong.
- Bir bakışta yanlış bir şey olduğunu söyleyebildim.
Tom doesn't like the way John looks at Mary.
- Tom, John'un Mary'ye bakış tarzını sevmiyor.
Every time I look at this picture, I think of my father.
- Bu resme her bakışımda, babamı hatırlarım.
Let's look at the problem from a different point of view.
- Soruna farklı bir bakış açısından bakalım.
From my personal point of view, his opinion is right.
- Benim kişisel bakış açıma göre onun fikri doğrudur.
At first blush, Tom's suggestion seemed feasible.
- İlk bakışta, Tom'un önerisi mümkün görünüyordu.
We have more in common than can be seen at first sight.
- İlk bakışta görülebilenden daha çok ortak yönümüz var.
The mere sight of a dog made her afraid.
- Bir köpeğin sadece bakışı onu korkuttu.
You have bedroom eyes.
- Baştan çıkarıcı bakışların var.
You have bedroom eyes.
- Davetkar bakışların var.
I am looking at the matter from a different viewpoint.
- Ben bu konuya farklı bir bakış açısından bakıyorum.
Your way of looking at something depends on your situation.
- Bir şeye bakış şeklin senin durumuna bağlıdır.
There are other aspects.
- Diğer bakış açıları var.