He saw at a glance that his daughter had been crying.
- O, kızının ağladığını bir bakışta gördü.
At a first glance it seems easy.
- İlk bakışta kolay görünüyor.
Let's look at the problem from a different point of view.
- Soruna farklı bir bakış açısından bakalım.
If looks could kill, I'd be dead by now.
- Eğer bakışlar öldürebilse, ben zaten şimdiden ölmüş olurum.
This is a valid point of view.
- Bu geçerli bir bakış açısıdır.
From my personal point of view, his opinion is right.
- Benim kişisel bakış açıma göre onun fikri doğrudur.
At first blush, Tom's suggestion seemed feasible.
- İlk bakışta, Tom'un önerisi mümkün görünüyordu.
At first sight, he seemed kind and gentle.
- İlk bakışta, o nazik ve kibar görünüyordu.
The mere sight of a dog made her afraid.
- Bir köpeğin sadece bakışı onu korkuttu.
I saw the look of terror in Tom's eyes.
- Tom'un gözlerinde terör bakışını gördüm.
By the look in his eye I could tell that he was speaking tongue in cheek.
- Onun gözündeki bakışına göre onun şaka yollu konuştuğunu söyleyebilirdim.
Your way of looking at something depends on your situation.
- Bir şeye bakış şeklin senin durumuna bağlıdır.
A person's way of looking at something depends on his situation.
- Bir kişinin bir şeye bakış şekli onun durumuna bağlıdır.
There are other aspects.
- Diğer bakış açıları var.