Savaşın bir sonucu olarak, birçok kişi öldü.
- As a result of the war, many people died.
Kaza sonucu olarak birçok yolcu öldü.
- As a result of the accident, several passengers were killed.
Kaza sonucunda birçok yolcu öldü.
- As a result of the accident, several passengers were killed.
Pakistan'daki bir bombalı saldırı sonucunda yüz on altı kişi öldü.
- One hundred and sixteen people died as a result of a bomb attack in Pakistan.
Sonuç olarak yağışlı günlerde içeride top oynarız.
- As a result, we play ball inside on rainy days.
Sonuç olarak, o teknik olarak doğru bir şey alır ama esasen o bir taklittir.
- As a result, he gets something which technically is correct, but in its essence is just a mockery.
Tom ve Mary üniversiteden mezun olduktan sonraki hafta evlendiler.
- Tom and Mary got married the week after they graduated from college.
Yarından sonraki gün gel.
- Come the day after tomorrow.
Bir grup çocuk tavşanın arkasından koştu.
- A bunch of children ran after the rabbit.
Biz onun arkasından odaya girdik.
- We entered the room after him.
O, kötü bir soğuk algınlığı yüzünden yatakta olan kızkardeşine baktı.
- She looked after her sister, who was in bed with a bad cold.
O açlık ve yorgunluk yüzünden bayıldı, ancak bir süre sonra kendine geldi.
- He fainted with hunger and fatigue, but came to after a while.
Tom gece yarısı sonrasına kadar eve gitmedi.
- Tom didn't get home until after midnight.
Ann genellikle okul sonrası tenis oynuyor.
- Ann often plays tennis after school.
Çarşamba öğleden sonraları dersimiz yok.
- We have no classes on Wednesday afternoons.
O cumartesi öğleden sonraları ne yapıyor?
- What does he do on Saturday afternoons?
Kaza sonucu olarak birçok yolcu öldü.
- As a result of the accident, several passengers were killed.
Bir trafik kazasının sonucu olarak birçok kişi öldürüldü.
- As a result of a traffic accident, several persons were killed.
Tom, o günkü olaylar hakkında yazdıktan sonra günlüğü kapattı.
- Tom closed his diary after writing about that day's events.
Senin hakkında bu kadar endişe etmeme gerek yoktu.Tom'un sana bakacağını bilmeliydim.
- I needn't have been so worried about you. I should've known that Tom would look after you.
Bu öğleden sonra seni tekrar göreceğim.
- I'll see you again this afternoon.
Onun görevi çocuklara bakmaktı.
- Her duty was to look after the children.
Fırtınadan sonra gelen sakinlik.
- The calm that comes after the storm.
... as a result of the spending and borrowing of this administration. ...
... court as a result of it. ...