acillik

listen to the pronunciation of acillik
Türkisch - Englisch
instancy
urgency
state of being urgent
immediacy
acil
immediate

Immediate measures are needed. - Acil önlemler gereklidir.

McKinley demanded an immediate ceasefire in Cuba. - McKinley Küba'da acil bir ateşkes istedi.

acil
urgent

Tom received an urgent message to call his wife. - Tom karısını araması için acil bir mesaj aldı.

Tom said it was urgent. - Tom bunun acil olduğunu söyledi.

Acil
emergency

This is an emergency. - Bu acil bir durumdur.

In case of emergency, call 119. - Acil durumda, 119'u arayın.

acil
pressing

We have something pressing to discuss. - Tartışacak acil bir şeyimiz var.

We have some pressing problems to solve. - Çözecek bazı acil sorunlarımız var.

acil
{s} instant

Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access. - Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.

acil
insistent
acil
burning
acil
exigency
acil
urgency
acil
direful
acil
dire
acil
(Askeri) pan
acil
demanding attention
acil
importunate
acil
exigent
acil
casualty department
acil
swift, quick
acil
urgent, immediate, pressing, burning
acil
crying
Englisch - Englisch

Definition von acillik im Englisch Englisch wörterbuch

acil
American Council of Independent Laboratories
Türkisch - Türkisch

Definition von acillik im Türkisch Türkisch wörterbuch

ACİL
(Osmanlı Dönemi) Ahiret
ACİL
(Osmanlı Dönemi) Sonraya bırakılmış. Bir vâdeye bağlı
Acil
evgin
Acil
ivedi
acil
Hemen yapılması gereken, ivedi, ivedili, evgin, müstacel
acil
İvedi, ivedili
ÂCİL
(Osmanlı Dönemi) Çabuk
ÂCİL
(Osmanlı Dönemi) Aceleci
ÂCİL
(Osmanlı Dönemi) Fık: Dünya
ÂCİL
(Osmanlı Dönemi) Derhal. Peşin
ÂCİL
(Osmanlı Dönemi) Acele eden. Hemen
acillik
Favoriten