-i yakalamak

listen to the pronunciation of -i yakalamak
Türkisch - Englisch

Definition von -i yakalamak im Türkisch Englisch wörterbuch

-i yakalamak
lay hands on
yakalamak
catch

We've got to catch the lion alive. - Biz aslanı canlı yakalamak zorundayız.

I got up early to catch the first train. - Ben ilk treni yakalamak için erken kalktım.

yakalamak
grab
yakalamak
intercept
yakalamak
seize
kanca ile yakalamak
hook on
yakalamak
catch up with

I ran as fast as possible to catch up with her. - Onu yakalamak için mümkün olduğu kadar hızlı koştum.

She has to study hard and catch up with everybody in her class. - Sıkı çalışıp sınıfındaki herkesi yakalamak zorunda.

yakalamak
apprehend
birini yakalamak
to grab someone
birini yakalamak
to catch someone
fırsat yakalamak
(Dilbilim) get around
hedefi yakalamak
(Askeri) seizing the objective
kapanla yakalamak
ensnare
topu yakalamak
catch the ball
yakalamak
lay hands on
yakalamak
take hold of
yakalamak
become up-to-date
yakalamak
catch up

Tom ran to catch up to Mary. - Tom, Mary'yi yakalamak için koştu.

She has to study hard and catch up with everybody in her class. - Sıkı çalışıp sınıfındaki herkesi yakalamak zorunda.

yakalamak
snag
yakalamak
pick up
yakalamak
take up
yakalamak
(deyim) come up with
yakalamak
acquire
yakalamak
get one's hands on
yakalamak
lay

Man is the only creature that consumes without producing. He does not give milk, he does not lay eggs, he is too weak to pull the plough, he cannot run fast enough to catch rabbits. - İnsan, üretmeden tüketen tek yaratıktır. Süt vermez, yumurtlamaz, pulluğu çekmek için çok zayıf, tavşanları yakalamak için yeterince hızlı koşamaz.

yakalamak
entoil
yakalamak
hand

It is difficult to catch a rabbit by hand. - Bir tavşanı elle yakalamak zordur.

He put up his hand to catch the ball. - Topu yakalamak için elini kaldırdı.

yakalamak
gripe
yakalamak (av)
account
yakalamak (suçluları)
round up
yakalamak
arrest
amansız taraftan yakalamak
to attack (someone) at his weak point
aniden yakalamak
(deyim) lay violent hands on
atla yetişip yakalamak
ride down
avantaj yakalamak
catch an advantage
açığını yakalamak
circumvent
ağ ile yakalamak
net
balık yakalamak
to catch fish
boğazından yakalamak
have a stranglehold on smb
cürmü meşhut halinde yakalamak
to catch sb red-handed, to catch sb in the act, to catch sb in flagrante delicto
elle balık yakalamak
guddle
frikik yakalamak
to happen to see naked legs
frikik yakalamak
slang to catch a glimpse of thigh, see a bit of leg
frikik yakalamak
happen to see naked legs
fırsat yakalamak
take an opportunity
fırsat yakalamak
seize an opportunity
gagasından yakalamak
colloq . to have (someone) at one's mercy, have (someone) by the short and curlies
hata yakalamak
to debug
hatasını yakalamak
catch smb. tripping
ipucu yakalamak
get a line on
ipucu yakalamak
find a clue
ivme yakalamak
be on increase
ivme yakalamak
gain acceleration
iş üstünde yakalamak
catch smb in the act
jackpot yakalamak
hit the jackpot
kementle yakalamak
lasso
kementle yakalamak
rope in
kementle yakalamak
noose
kuşatarak yakalamak
round up
kıskıvrak yakalamak
to collar or catch (someone, something) so that escape is impossible
kıskıvrak yakalamak
to catch tightly, to hold tightly
kıçının kıllarıyla balık yakalamak vulg
to be a lucky son of a gun
suçluları yakalamak
round up
suçüstü yakalamak
to find sb out, to catch sb red-handed
suçüstü yakalamak
catch red handed
suçüstü yakalamak
catch smb. in the act
sıkıca yakalamak
clench
trend yakalamak
catch the trend of
tuzakla yakalamak
to snare
tuzakla yakalamak
wire
uyuklarken yakalamak
catch smb. napping
yakalamak
bag
yakalamak
snatch
yakalamak
pull up to
yakalamak
claw hold of
yakalamak
embrace
yakalamak
tackle
yakalamak
grip
yakalamak
catch up on
yakalamak
entrap
yakalamak
clutch
yakalamak
overtake
yakalamak
nab
yakalamak
pinch
yakalamak
to spot, detect, notice, see
yakalamak
snap up
yakalamak
nobble
yakalamak
grapple
yakalamak
capture , trap
yakalamak
take

It is easier to catch an escaped horse than to take back an escaped word. - Kaçmış bir atı yakalamak söylenmiş bir sözü geri almaktan daha kolaydır.

yakalamak
catch hold of
yakalamak
seize on
yakalamak
hook
yakalamak
collar
yakalamak
to catch (fish, birds, etc.)
yakalamak
nail
yakalamak
to catch; to collar, nab; to seize, grab, get hold of
yakalamak
grasp
yakalamak
get hold of
yakalamak
cop
yakalamak
to catch, to collar; to grip, to grasp, to seize; to seize, to nail, to nab; (avcı) to bag; to arrest, to run sb in; to stop (sb going)
yakalamak
(av) account
yakalamak
(Hukuk) to seize
yakalamak
to regard (someone) as responsible, hold (someone) responsible
yalanını tutmak/yakalamak
to catch (someone) in a lie, catch (someone) lying
yalanını yakalamak
catch smb. tripping
zıpkın ile balık yakalamak
gig
Türkisch - Türkisch

Definition von -i yakalamak im Türkisch Türkisch wörterbuch

yakalamak
Bir kimsenin gitmesini engellemek; durdurmak
yakalamak
Belirlemek, anlamak
yakalamak
Bir kimseyi veya bir şeyi elle tutmak: "Üç ince dalı birleştirerek sıkıca yakaladım."- R. H. Karay
yakalamak
Söz, bakış veya işareti fark etmek
yakalamak
Bir kimseyi hoşa gitmeyecek bir durumda bulmak, bir kimsenin suçu ortaya çıkmak
yakalamak
Bir kimsenin suçluluğunu gösteren söz, bakış veya işareti fark etmek
yakalamak
Arayarak veya rastlantı sonucu bulup bağlantı kurmak
yakalamak
Belirlemek, anlamak: "Kız onun zayıf damarını yakalamıştı."- T. Buğra
yakalamak
Bir kimseyi veya bir şeyi elle tutmak
yakalamak
Bir kimsenin gitmesini engellemek, durdurmak: "Bu defa Tevfik'i dükkânın kapısında yakaladılar, aynı şeyi ona açtılar."- H. E. Adıvar
yakalamak
Birdenbire etkisi altına almak
yakalamak
Kaçan kimseyi ele geçirmek, derdest etmek
yakalamak
Arayarak veya rastlantı sonucu bulup bağlantı kurmak: "Zehra, Yorgaki'nin müziğini herhangi bir yerinden yakalıyor."- A. İlhan
-i yakalamak
Favoriten