cevap

listen to the pronunciation of cevap
Türkçe - İngilizce
{i} reply

I can't reply your message immediately, for I can't type fast. - Hızlı yazamadığım için mesajına hemen cevap veremiyorum.

Please write me a reply soon. - Lütfen bana kısa sürede bir cevap yaz.

{i} answer

The quality of higher education must answer to the highest international standards. - Daha yüksek eğitim kalitesi, en yüksek uluslararası standartlara cevap vermelidir.

Larry Ewing doesn't answer me. - Larry Ewing bana cevap vermiyor.

response

He wrote him a friendly response. - Ona arkadaşça bir cevap yazdı.

I'm sorry for the late response. - Geç cevap için özür dilerim.

(Ticaret) return
1.answer, reply
replication
answer, reply yanıt, karşılık
law defense
ans
to answer
responsive to
{i} rejoinder
cevap vermek
answer

Tom asked a few questions that Mary didn't want to answer. - Tom Mary'nin cevap vermek istemediği birkaç soru sordu.

She got up to answer the phone. - O, telefona cevap vermek için kalktı.

sert cevap vermek
retort
cevap vermek
respond

The president was nice enough to respond to my letter. - Başkan benim mektubuma cevap vermek için yeterince kibardı.

I'd like to respond to that. - Ona cevap vermek istiyorum.

cevap vermek
reply

Being too nervous to reply, he stared at the floor. - O, cevap vermek için çok fazla sinirli olduğu için yere baktı.

You don't have to reply today. - Bugün cevap vermek zorunda değilsin.

cevap almak
get an answer
cevap anahtarı
key
cevap bulmak
find answer
cevap ver
come in
cevap veren
responder
cevap verilmiş
answered
cevap vermek
(Kanun) respondere
cevap vermek
reply to

You don't have to reply today. - Bugün cevap vermek zorunda değilsin.

cevap vermek
give an answer
cevap vermekten kaçan
evasive
cevap vermekten kaçmak
evade
cevap vermesi
(Politika, Siyaset) assent of the authorities
cevap vermeyen
(Tıp) refractory
cevap adresi
return address
cevap almak
draw a reply
cevap almak
to receive an answer, to get an answer
cevap anahtarı
trot
cevap açık/kapalı
(Bilgisayar) answer on/off
cevap beklemek
(Ticaret) await to a reply
cevap dilekçesi
(Kanun) bill of answer
cevap dilekçesi
(Kanun) rebuttal petition
cevap günü
(Ticaret) option day
cevap kordonu
answering cord
cevap kuvveti komutanı
(Askeri) response force commander
cevap niteliğinde
respondent
cevap niteliğinde olan
responsive
cevap olarak
in reply to
cevap olarak
in response to
cevap olarak
in answer to
cevap verebilir
amenable
cevap verememek
be gravelled
cevap veren
satisfying
cevap veren
responsive
cevap veren
answering
cevap verilebilir
answerable
cevap vermek
to answer, to reply (to), to give an answer yanıt vermek, karşılık vermek
cevap vermek
talk back
cevap vermek
satisfy
cevap vermek
1. to give an answer to. 2. to meet the need for (something)
cevap vermek (tedaviye)
(Tıp) be responsive to
cevap vermek istememek
beg the question
cevap vermeme
irresponsiveness
cevap vermemek
be irresponsive to
cevap vermeye istekli olmak
be responsive
cevap vermeye tenezzül etmemek
vouchsafe smb. no answer
cevap vermeyen
irresponsive
cevap vermiyor
no reply
cevap yazmak
respond
cevap yazmak
write back
cevap yetiştirmek
to shoot back at sb
cevaba cevap
reply
cevaba verilen cevap
rejoinder
olumlu cevap
yes
cevap vermek
replicate
acele cevap
quick reply
cevap almak
receive an answer
cevap vermek
(Kanun) serve a reply
kesinlikle (cevap olarak)
absolutely
mutlaka (cevap olarak)
absolutely
zekice ve yerinde cevap
comeback
cevap ver
answer for

Tom has a lot to answer for. - Tom cevap vermek için çok şeye sahip.

I answer for her honesty. - Onun dürüstlüğü için cevap veriyorum.

cevap ver
{f} reply

Tom didn't know how to reply. - Tom nasıl cevap vereceğini bilmiyordu.

She didn't reply to my letter. - O, mektubuma cevap vermedi.

bana cevap ver
answer me
bana cevap ver
give me an answer
cevaplar
Answers
cevaplar
responses
doğru cevap
right answer
doğru cevap
correct answer
n cevap mektubu
The reply letter
soru cevap
Question and answer, Q&A
Acil Durum Cevap ve Kurtarma Dairesi
(Askeri) Emergency Response and Recovery Office
Federal cevap planı (USG)
(Askeri) Federal response plan (USG)
Milli Cevap Merkezi; birlikle ilgisi olmayan kargo
(Askeri) National Response Center, non-unit-related cargo
acil cevap veriniz
please reply urgently
acil durum cevap takımı (FEMA)
(Askeri) emergency response team (FEMA)
anında yapıştırılan cevap
retort
baştan savma cevap
quibble
cevap ver
answered

Tom kept trying to call Mary, but she never answered her phone. - Tom Mary'yi aramak için uğraşmaya devam etti, ama o hiçbir zaman telefonuna cevap vermedi.

My prayer was answered. - Benim duama cevap verildi.

cevap ver
{f} answer

The quality of higher education must answer to the highest international standards. - Daha yüksek eğitim kalitesi, en yüksek uluslararası standartlara cevap vermelidir.

Larry Ewing doesn't answer me. - Larry Ewing bana cevap vermiyor.

cevap vermek
rejoin
cevap vermek
return
davacının ikinci cevabına cevap yazısı
surrejoinder
davacının üçüncü cevabına cevap yazısı
surrebutter
durum cevap
(Askeri) kuvveti
harekat alanı planlama cevap hücresi
(Askeri) theater planning response cell
ihtiyaça cevap vermek
to serve a need
katastrofik felaket cevap grubu (Federal Acil Durum Yönetim Dairesi)
(Askeri) catastrophic disaster response group (FEMA)
kaçamak cevap
evasive answer
kaçamak cevap
quirk
kaçamak cevap verme
shuffle
kaçamak cevap vermek
to hedge, to parry, to stall, to fence, to prevaricate
kaçamak cevap vermek
fence
kaçamak cevap vermek
evade
kaçamak cevap vermek
prevaricate
kaçamak cevap vermek
evade a question
kaçamak cevap vermek
shift
kaçamaklı cevap
quibble

Don't quibble about the details. - Detaylar hakkında kaçamaklı cevap verme.

kaçamaklı cevap verme
fencing
kaçamaklı cevap vermek
quibble
kestirme cevap
short and decisive answer
kestirme cevap
short and finaly reply
kimyasal-biyolojik cevap timi
(Askeri) chemical-biological response team
muhemel durum cevap proramı
(Askeri) contingency response program
olumlu cevap
yea
olumlu cevap
affirmative

Tom answered in the affirmative. - Tom olumlu cevap verdi.

olumlu cevap
positive answer
olumlu cevap
(Politika, Siyaset) affirmative reply
olumlu cevap verme
yessing
olumlu cevap vermek
answer in the affirmative
olumlu cevap vermek
answer the affirmative
olumlu cevap vermek
to answer in the affirmative
olumsuz cevap
negative

Tom replied in the negative. - Tom olumsuz cevap verdi.

olumsuz cevap
refusal
olumsuz cevap almak
be met by refusal
olumsuz cevap vermek
negative
olumsuz cevap vermek
give a negative answer
peşin cevap
answer which anticipates a question
sert cevap
retort
sert cevap
rejoinder
sert cevap
sharp answer
silah cevap menzili
(Askeri) weapons response range (as well as wpns release rg)
sonuç yönetimi cevap ekibi
(Askeri) consequence management response team
sorgu-cevap kontrol cihazı
(Askeri) interrogator responder
soru cevap usulüne ait
(Eğitim) catechetic
soru cevap usulüne ait
(Eğitim) catechetical
soru cevap yöntemiyle hazırlanmış şey
catechism
soru cevap yöntemiyle öğretmek
catechize
susturan cevap
settler
susturucu cevap
squelcher
sınıf kabul merkezi; Tek Entegreli Harekat Planı cevap hücresi; standart ihtiyaç
(Askeri) service reception center; Single Integrated Operational Plan (SIOP) response cell; standard requirements code; survival recovery center
tatmin edici cevap
satisfactory answer
tedaviye cevap vermek
respond a medical treatment
telsiz frekansı; ihtiyat kuvveti; cevap kuvveti
(Askeri) radio frequency; reserve force; response force
tenezzül edip cevap vermemek
vouchsafe smb. no answer
terbiyesizce cevap verme
back talk
ters cevap
unkind answer
ters cevap
rebuff
ters cevap
counterblast
ters cevap vermek
to bite sb's nose off
ters cevap vermek
rebuff
yerinde cevap
comeback
yerinde cevap
repartee
yerinde cevap
rejoinder
yetkili makamların cevap vermesi
(Hukuk) assent of the authorities
yükseltilmiş cevap
(Askeri) graduated response
zekice cevap vermek
riposte
çabuk cevap durumu
(Askeri) quick response posture
çabuk cevap grafiği
(Askeri) quick response graphic
özel sıhhiye yardımı cevap timi
(Askeri) special medical augmentation response team
ısıl cevap
(Fizik) thermal response
şaşırtıcı cevap
earful
Türkçe - Türkçe
Bir soruya, bir isteğe, bir söz veya yazıya verilen karşılık, yanıt: "Belindeki önlüğü çıkarmaya uğraşıyor, cevap arıyor gibi, düşünüyordu."- S. F. Abasıyanık
Bir soruya, bir isteğe, bir söz veya yazıya verilen karşılık, yanıt
yanıt

Öğrenci 256'nın karekökü on altıdır diye yanıtladı. - Talebe 256'nın karekökü on altıdır diye cevapladı.

(Osmanlı Dönemi) MECUBE
cevap anahtarı
Sınavlarda sorulan soruların çözülmüş biçimi
cevap hakkı
Bir kimsenin şahsıyla ilgili basın yayın organlarında çıkan haberlere karşılık olarak ya düzeltme ya da cevap verme hakkı
cevap kağıdı
Sınavlarda sorulan soruların cevaplarının bulunduğu kâğıt
Cevap vermek
(Osmanlı Dönemi) CABET
Cevap vermek
(Osmanlı Dönemi) HIVAR
peşin cevap
Sonradan söylenecek bir şeyi önceden bildirme
İngilizce - Türkçe

cevap teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

durum cevap
(Askeri) kuvveti
cevap