Hiç kimse gerçekten özgür değildir, çünkü bağımsızlıklarının kölesi olan insanlar var.
- Nobody is truly free, because there are people who are slaves of their independence.
Tom bir bağımsız yazar.
- Tom is a freelance writer.
Yanında iki kutu bedava ayakkabı cilası ile birlikte onlar sadece 50 dolar.
- They're only $50 with two cans of shoe polish free of charge.
Eğer bedavaysa, alabildiğiniz kadar alın.
- If it's free, get as much as you can.
Onu neredeyse beleşe aldım.
- I got it practically for free.
Beleşe bir dil öğrenin.
- Learn a language for free.
Bu eşyalar vergiden muaf.
- These goods are free of tax.
Batı Berlin Sovyet kontrolünden muaf kalacaktı.
- West Berlin would remain free of Soviet control.
Rehineler yarın serbest bırakılmış olacak.
- The hostages will be released tomorrow.
Tom geçen ay cezaevinden serbest bırakıldı.
- Tom was released from prison last month.
Mary yıllarca Tom'un hapisaneden çıkmasını bekledi ve sonunda o serbest bırakıldığında çok mutlu oldu.
- Mary waited years for Tom to get out of prison and was very happy when he finally got released.
Tom hapishaneden bırakıldı.
- Tom has just been released from prison.
Tom geçen ay cezaevinden serbest bırakıldı.
- Tom was released from prison last month.
Bu, onları bir ders kitabı için, bir uygulama için, bir araştırma projesi için, her şey için yeniden serbestçe kullanabileceğin anlamına gelir.
- This means you can reuse them freely for a textbook, for an application, for a research project, for anything!
Sığırlarının serbestçe başıboş gezinmelerine izin vermemeleri teşvik edildi.
- They were encouraged not to let their cattle roam freely.
... All right. So out of all of your released songs, which song took the longest to write? ...
... So we've released information about this. ...