başarılar

listen to the pronunciation of başarılar
Türkçe - İngilizce
good luck
achievements

His academic achievements are impressive. - Onun akademik başarıları etkileyicidir.

What are Tom's main achievements? - Tom'un başlıca başarıları nedir?

başarı
success

It goes without saying that honesty is the key to success. - Başarının anahtarı olan dürüstlük söylenilmediği taktirde sürer

Some people identify success with having much money. - Bazı insanlar başarıyı çok para kazanma olarak tanımlarlar.

başarı
{i} achievement

They awarded her a gold metal for her achievement. - Başarısı için onu altın madalyayla ödüllendirdiler.

His achievements were acknowledged. - Onun başarıları kabul edildi.

başarılar dilemek
wish somebody success
başarı
accomplishment

This is no trivial accomplishment. - Bu önemsiz bir başarı değil.

It was an awesome accomplishment. - O harika bir başarıydı.

başarı
prosperity
başarı
feat

That's not an easy feat. - Bu kolay bir başarı değil.

Food gives life, life gives strength and strength gives great feats. - Yiyecek hayat verir, hayat güç verir ve güç büyük başarılar verir.

başarı
victory
başarı
{i} attainment
başarı
triumph
başarı
success, accomplishment, achievement, prosperity
başarı
speed
başarı
{i} win

You win some, you lose some. - Her zaman başarılı olamazsın.

Every win fails eventually. - Her kazanan sonunda başarısız olur.

başarı
{i} stroke
başarı
{i} go
başarılar dilemek
wish someone luck
başarılar dilemek
(deyim) congratulate on
başarılar dilemek
(deyim) congratulate upon
başarılar dilerim
i wish you success
başarı
joy

The traditional way of learning a language may satisfy at most one's sense of duty, but it can hardly serve as a source of joy. Nor will it likely be successful. - Bir dil öğrenmenin geleneksel yolu olsa olsa birinin görev duygusunu tatmin edebilir ama o bir sevinç kaynağı olarak hizmet edemez. Ayrıca muhtemelen başarılı olmayacaktır.

başarı
acquirement
başarı
{i} achieving
başarı
diplomacy
başarı
performance
başarı
in success
başarı
succeeding

We came very close to succeeding. - Biz başarıya yaklaştık.

I have serious doubts about their plan succeeding. - Onun planının başarısı hakkında ciddi şüphelerim var.

başarı
success of
başarı
(Hukuk) achievement, triumph
başarı
deed

This deed became one of the most emblematic milestones of the Revolution. - Bu başarı, devrimin en simgesel kilometre taşlarından biri oldu.

başarı
smash
başarı
click
başarı
effort

He failed in his business in spite of his efforts. - O, çabalarına rağmen işinde başarısız oldu.

Success in life calls for constant efforts. - Hayatta başarı sürekli çaba gerektirir.

başarı
show

The show was a success. - Gösteri bir başarıydı.

She wanted to show off her cleverness during class, but she failed. - O ders sırasında akıllılığını göstermek istedi ama o başarısız oldu.

başarı
hit

Their concert was a big hit. - Onların konseri büyük bir başarıydı.

Everybody expected the musical to be a great hit, but it was far from being a success. - Herkes müzikalin büyük bir hit olmasını bekliyordu fakat o başarılı olmaktan çok uzaktı.

başarı
success#
İngilizce - İngilizce

başarılar teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

Başarı
(deyim) flying colors
Türkçe - Türkçe

başarılar teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

Başarı
sükse
başarı
Başarma işi veya başarılan iş, muvaffakiyet: "Bu başarı, onu garip bir yolda boşluk ve yalnızlık içinde bırakmıştı."- H. E. Adıvar
başarı
Başarma işi veya başarılan iş, muvaffakiyet