as a result of

listen to the pronunciation of as a result of
İngilizce - Türkçe
-in sonucu olarak
neticesinde
sonucu olarak

Kaza sonucu olarak birçok yolcu öldü. - As a result of the accident, several passengers were killed.

Birçok kişi depremin sonucu olarak evsiz bırakıldı. - Many people were left homeless as a result of the earthquake.

nedeniyle
yüzünden
in sonucu olarak
sonucunda

Pakistan'daki bir bombalı saldırı sonucunda yüz on altı kişi öldü. - One hundred and sixteen people died as a result of a bomb attack in Pakistan.

Deprem sonucunda birçok kişi evsiz kaldı. - Many people were left homeless as a result of the earthquake.

velhasıl
as a result
Sonuç olarak

Sürücü trafik kurallarını çiğnedi, sonuç olarak da cezalandırıldı. - The driver violated the traffic rules; as a result, he was fined.

Sonuç olarak yağışlı günlerde içeride top oynarız. - As a result, we play ball inside on rainy days.

after
{s} sonraki

Yarından sonraki gün gel. - Come the day after tomorrow.

Nagoya'dan sonraki durak nedir? - What's the stop after Nagoya?

after
arkasından

Biz onun arkasından odaya girdik. - We entered the room after him.

Jane geyiğin arkasından elinden geldiği kadar hızlı koştu. - Jane ran after the deer as fast as possible.

after
conj. dikten sonra
after
yüzünden

O, kötü bir soğuk algınlığı yüzünden yatakta olan kızkardeşine baktı. - She looked after her sister, who was in bed with a bad cold.

O açlık ve yorgunluk yüzünden bayıldı, ancak bir süre sonra kendine geldi. - He fainted with hunger and fatigue, but came to after a while.

after
tarihinden sonra
after
in ardından
after
sonrası

O, öğle yemeğinden önce çok iyiydi, ama sonrasında hasta hissetti. - She was very well before lunch, but felt sick afterward.

Tom dün gece üçten sonrasına kadar uyuyamadı. - Tom couldn't get to sleep till after three last night.

after
(Askeri) gemicilikte kıça yakın
after
-e rağmen
after
(Bilgisayar) yandaki süre sonunda
after
sonraları

Tom Pazartesi öğleden sonraları genellikle çalışmak zorunda değildir. - Tom usually doesn't have to work on Monday afternoons.

Çarşamba öğleden sonraları dersimiz yok. - We don't have class on Wednesday afternoons.

as a result
sonuç itibariyle
as a result
sonuç itibarıyla
as a result
sonucu olarak

Savaşın bir sonucu olarak, birçok kişi öldü. - As a result of the war, many people died.

Bir trafik kazasının sonucu olarak birçok kişi öldürüldü. - As a result of a traffic accident, several persons were killed.

after
den sonra
after
hakkında

Öğle yemeğinden sonra bunun hakkında konuşabilir miyiz? - Can we talk about this after lunch?

Senin hakkında bu kadar endişe etmeme gerek yoktu.Tom'un sana bakacağını bilmeliydim. - I needn't have been so worried about you. I should've known that Tom would look after you.

after
-ın ardından/arkasından/peşinden
after
{e} için, yüzünden; -den dolayı
after
{e} göre

Onun görevi çocuklara bakmaktı. - Her duty was to look after the children.

Japonya'da ebeveynler yaşlandıklarında geleneklere göre çocukları tarafından bakılırlar. - When parents get old in Japan, they are customarily looked after by their children.

after
{s} sonra gelen

Fırtınadan sonra gelen sakinlik. - The calm that comes after the storm.

after
(bağlaç) dikten sonra
as the result of
sonucunda
a result of
neticesinde as
after
(sıfat) sonraki, izleyen, sonra gelen
after
(zarf) sonra, daha sonra, ardından, arkasından
İngilizce - İngilizce
as a result of

    Heceleme

    as a re·sult of

    Türkçe nasıl söylenir

    äz ı rizʌlt ıv

    Telaffuz

    /ˈaz ə rēˈzəlt əv/ /ˈæz ə riːˈzʌlt əv/

    Videolar

    ... court as a result of it. ...
    ... A visualization that's just a static result of this data ...