angenehm!

listen to the pronunciation of angenehm!
Almanca - Türkçe
tanıştığımıza memnun oldum!
hoş

Arka planda çalan hoş bir gitar sesi vardı. - Im Hintergrund erklang angenehmes Gitarrenspiel.

uygunca
razı olarak
hoşa
zevk veren
tatlılıkla
(Gramer) hoş, sempatik
hoş, güzel, tatlı, latif
{'angıne: m} hoş, sempatik
(Gramer) (für jdm + A) birsi için, hoş, rahat, sevimli olmak
'angıne: m hoş, sempatik
hoşça
İngilizce - Türkçe

angenehm! teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

comfortably
rahatça

Rahatça oturuyor musun? - Are you sitting comfortably?

Ben ısıya duyarlı olduğum gibi, yaz aylarında klima olmadan rahatça yaşayamam. - As I'm sensitive to heat, I can't live comfortably without air-conditioning in summer.

companionable
sokulgan
nice
güzel

Havanın güzel olup olmayacağını merak ediyorum. - I wonder if it will be nice.

Tarz güzel, ama farklı bir renginiz var mı? - The style is nice, but do you have it in a different color?

nice
duyarlı
nice
kötü

Kel olmakla ilgili güzel şeylerden biri, asla kötü bir saçlı bir gününün olmamasıdır. - One of the nice things about being bald is that you never have a bad hair day.

O çok kibardır. Başkalarının hakkında asla kötü konuşmaz. - He is very nice. He never speaks ill of others.

comfortably
z. rahatça
companionable
{s} girişken
companionable
kolayca arkadaş olabilir
companionable
sıcakkanlı
companionable
{s} candan
companionable
{s} sokulgan, cana yakın, yalpak
companionable
{s} arkadaş canlısı
companionable
{s} samimi
companionable
hoş sohbet
nice
cazip
nice
iyice yanmış
nice
nicenessincelik
Almanca - İngilizce
Pleased to meet you
Nice to meet you
nice
pleasantly
companionable
pleasurable
pleasingly
comfortably
pleasant

It was a pleasant day, but there were few people in the park. - Das Wetter war angenehm, aber es waren kaum Menschen im Park.

We had a pleasant evening. - Wir hatten einen angenehmen Abend.

genial
felicitous
bland
soft
commodious
cheerful
comfortable
pleasing
agreeable
make comfortable