Arka planda çalan hoş bir gitar sesi vardı.
- Im Hintergrund erklang angenehmes Gitarrenspiel.
Rahatça oturuyor musun?
- Are you sitting comfortably?
Ben ısıya duyarlı olduğum gibi, yaz aylarında klima olmadan rahatça yaşayamam.
- As I'm sensitive to heat, I can't live comfortably without air-conditioning in summer.
Havanın güzel olup olmayacağını merak ediyorum.
- I wonder if it will be nice.
Tarz güzel, ama farklı bir renginiz var mı?
- The style is nice, but do you have it in a different color?
Kel olmakla ilgili güzel şeylerden biri, asla kötü bir saçlı bir gününün olmamasıdır.
- One of the nice things about being bald is that you never have a bad hair day.
O çok kibardır. Başkalarının hakkında asla kötü konuşmaz.
- He is very nice. He never speaks ill of others.
It was a pleasant day, but there were few people in the park.
- Das Wetter war angenehm, aber es waren kaum Menschen im Park.
We had a pleasant evening.
- Wir hatten einen angenehmen Abend.