an unspecified or unknown

listen to the pronunciation of an unspecified or unknown
İngilizce - Türkçe

an unspecified or unknown teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

some
birkaç

Kırık bir çenesi var ve birkaç dişini kaybetti. - He got a broken jaw and lost some teeth.

Kanada civarında bir yerde birkaç dönüm karla ilgili iki ulusun savaşta olduğunu ve bu güzel savaşa tüm Kanada'nın değdiğinden daha çok para harcadıklarını bilirsiniz. - You know that two nations are at war about a few acres of snow somewhere around Canada, and that they are spending on this beautiful war more than the whole of Canada is worth.

some
biraz

Biraz vücut losyonuna ihtiyacım var. - I need some body lotion.

Biraz kahve ister misin? - Do you want some coffee?

some
bazı

Bazı tilkilerin bu dağda yaşadığını biliyor muydun? - Did you know that some foxes lived on this mountain?

Bazı doktorlar hastalarını memnun etmek için bir şeyler söylerler. - Some doctors say something to please their patients.

some
keybir
some
kimisi

Kimisi yürüyerek, diğerleri de bisikletle gitti. - Some went on foot, and others by bicycle.

some
{s} ne biçim
some
{s} çok iyi

O, çok iyi olduğum bir şey değil. - It's not something I'm very good at.

Bazı hayvanlar tırmanmada çok iyidirler. - Some animals are very good at climbing.

some
{s} bir parça

Tabakta bir parça piliç, bir patates ve biraz yeşil bezelye vardı. - On the plate was a piece of chicken, a potato and some green peas.

Tom bir parça müzisyen. - Tom is something of a musician.

some
bir bölümü
some
{s} yaklaşık

Yaklaşık 1:58'lik o akordun ne olduğunu tam anlayamıyorum. Birisi bana yardım edebilir mi? - I can't quite figure out what that chord around 1:58 is. Can somebody help me out?

Biz araba içinde yaklaşık 100 mil katettik. - We covered some 100 miles in the car.

some
{s} epey
some
aşağı yukarı

Sami aşağı yukarı yüz tane kadın kaçırdı. - Sami kidnapped something like a hundred women.

Yasal harcamalar, aşağı yukarı, ona 9.000 sterline mal oldu. - The legal costs set him back something in the order of £9,000.

some
{s} acayip

Bu evle ilgili acayip bir şey var. - There's something strange about this house.

Bazen acayip bir adam olabiliyor. - Sometimes he can be a strange guy.

some
bir kısım
some
{s} amma
some
oldukça

Bazı insanlar hükümetin oldukça çok fazla gücünün olduğunu düşünüyor. - Some people think the government has way too much power.

Bazı ülkelerde, birinin kendi işini bile kamuya bırakamaması oldukça saçmadır. - It is rather ridiculous that, in some countries, a person cannot even release their own work into the public domain.

some
bazı bölümleri

İngiliz önerisinin bazı bölümleri kabul edilemez görünüyor. - Some parts of the British proposal seem unacceptable.

İngilizce - İngilizce
some
an unspecified or unknown

    Heceleme

    an un·spe·ci·fied or un·known

    Türkçe nasıl söylenir

    ın ınspesıfayd ır ınnōn

    Telaffuz

    /ən ənˈspesəˌfīd ər ənˈnōn/ /ən ənˈspɛsəˌfaɪd ɜr ənˈnoʊn/