aşağı yukarı

listen to the pronunciation of aşağı yukarı
Türkçe - İngilizce
more or less

They are more or less the same size. - Onlar aşağı yukarı aynı boyuttalar.

Tom and Mary are more or less the same weight. - Tom ve Mary aşağı yukarı aynı ağırlıktalar.

around
about

Tom is rich enough to buy just about anything he wants. - Tom istediği bir şeyi almak için aşağı yukarı yeterince zengin.

This is about all I can put up with. - Aşağı yukarı katlanabileceğimin hepsi bu kadar.

more or less, at a guess, rough, roughly, about
in the neighborhood of
up and down

They moved up and down the keys. - Onlar tuşları aşağı yukarı hareket ettirdiler.

I spent hours walking up and down on this street. - Bu caddede aşağı yukarı yürüyerek saatler harcadım.

something like

Sami kidnapped something like a hundred women. - Sami aşağı yukarı yüz tane kadın kaçırdı.

circa
roughly speaking
tolerably
much

About how much would it cost to have this chair repaired? - Bu sandalyeyi onartmak aşağı yukarı ne tutar?

How much time, more or less, does it take to walk from here to the town hall? - Buradan Belediye binasına yürümek aşağı yukarı ne kadar zaman alır?

snoring
roughly

They say amniotic fluid has roughly the same composition as sea water. - Onlar amniyotik sıvının aşağı yukarı deniz suyu ile aynı bileşime sahip olduğunu söylüyorlar.

My chinese is far from perfect, but I can roughly understand everything he is saying. - Benim Çincem mükemmel olmaktan uzak, ama aşağı yukarı onun söylediği her şeyi anlayabiliyorum.

approximately
give or take
close on
to and fro
some

The legal costs set him back something in the order of £9,000. - Yasal harcamalar, aşağı yukarı, ona 9.000 sterline mal oldu.

Sami kidnapped something like a hundred women. - Sami aşağı yukarı yüz tane kadın kaçırdı.

roundly
pretty much
{s} rough

Tom is roughly the same age as I am. - Tom aşağı yukarı benimle aynı yaşta

My chinese is far from perfect, but I can roughly understand everything he is saying. - Benim Çincem mükemmel olmaktan uzak, ama aşağı yukarı onun söylediği her şeyi anlayabiliyorum.

in the rough
thereabout
approximative
nigh
sub
just about

I think I have just about enough money to buy the computer that I want. - Sanırım aşağı yukarı istediğim bilgisayarı alacak kadar param var.

Tom is rich enough to buy just about anything he wants. - Tom istediği bir şeyi almak için aşağı yukarı yeterince zengin.

aşağı yukarı işlemek
reciprocate
aşağı yukarı sallanmak
bob
aşağı yukarı approximately, more or less
aşağı ... yukarı used in expressions such as: Hasan aşağı Hasan yukarı. It's "Hasan" all the time, nothing but "Hasan."
aşağı tükürsem sakal/sakalım, yukarı tükürsem bıyık/bıyığım
(Konuşma Dili) I am faced with an impossible choice
aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık
I have to choose between the devil and the deep (blue) sea
beş aşağı beş yukarı
after some haggling, approximately
beş aşağı beş yukarı
after some bargaining
bir aşağı bir yukarı
chopping and changing
bir aşağı bir yukarı
to and fro
bir aşağı bir yukarı
(to come and go) aimlessly
bir aşağı bir yukarı gitmek
pace up and down
bir yukarı bir aşağı
up and down
yukarı aşağı
up and down

Tom started bouncing up and down on the bed. - Tom yatağın üstünde yukarı aşağı sıçramaya başladı.

He shook his head up and down. - O, başını yukarı aşağı salladı.

yukarı tükürsem bıyık, aşağı tükürsem sakal
(Konuşma Dili) I'm faced with an impossible choice./I'm damned if I don't (do it), and I'm damned if I do (do it)./I'm sitting on the horns of a dilemma
üç aşağı beş yukarı
approximately

It's better to be approximately right than completely wrong. - Tamamen yanlış olmasındansa üç aşağı beş yukarı doğru olması daha iyidir.

üç aşağı beş yukarı
roughly, approximately
üç aşağı beş yukarı anlaşmak
(for a buyer and a seller) to agree on a price (after bargaining)
üç aşağı beş yukarı dolaşmak
to pace or wander back and forth, pace or wander up and down. Ü
Türkçe - Türkçe
Tama yakın, yaklaşık olarak
Bir baştan bir başa
(Osmanlı Dönemi) RADDE
aşağı yukarı