Sadece uyarlamak zorundasın.
- You just have to adapt.
Yabancı bir kültürde yaşamaya uymak genellikle zordur.
- It is generally hard to adapt to living in a foreign culture.
ABD Tarım Bakanlığı çiftçilerin ve çiftlik sahiplerinin işletmelerini değişen iklime uyarlamalarına yardımcı olmak için yedi yeni bölgesel iklim merkezi kurdu.
- The US Department of Agriculture established seven new “regional climate hubs” to help farmers and ranchers adapt their operations to a changing climate.
Sadece uyarlamak zorundasın.
- You just have to adapt.
Bu kitap çocuklar için uyarlanmıştır.
- This book is adapted for children.
O, hikayeyi çocuklar için uyarladı.
- He adapted the story for children.
Biz bu yeni koşullara planımızı adapte etmeliyiz.
- We must adapt our plan to these new circumstances.
Kendisini yeni çevresine adapte etmeyi zor buldu.
- She found it was difficult to adapt herself to her new surroundings.
Adaptasyon hayatta kalmak için anahtardır.
- Adaptation is the key to survival.
Bu sadece bir adaptasyon meselesi.
- It's only a matter of adaptation.
Çevirilerde uyarlamalar olmalıdır.
- There must be adaptations in translations.
Bu film, bir roman uyarlamasıdır.
- This film is an adaptation of a novel.
Bugünün sert gerçeklerine adapte olmalıyız.
- We must adapt to today's harsh realities.
Bugünün sert gerçeklerine adapte olmalıyız.
- We must adapt to today's harsh realities.
Tom çok uyumlu değil.
- Tom isn't very adaptable.
Onlar New York'a taşındı, ancak onlar yeni ortamlarına kolaylıkla adapte oldu.
- They moved to New York, but adapted easily to their new surroundings.
Yurt dışında yaşamaya kolayca adapte oldular.
- They easily adapted to living abroad.
Bu oyun romandan uyarlanmıştır.
- This play was adapted from the novel.
Penguenlerin gözleri sualtı görüş için uyarlanmıştır.
- Penguins' eyes are adapted for underwater vision.
Tom'un uygun olduğunu düşünüyorum.
- I think Tom is adaptable.
Adaptörleri kullanmaktan nefret ediyorum.
- I hate using adapters.
They could not adapt to the new climate and so perished.
He was an able adapter, and could easily adjust to the differences when the company changed ownership.
The critic gave rave reviews to the adapter of the ancient play, who worked to give the text more relevance to the modern day.
We bought adapters to use our three-prong plugs in the two-prong, unpolarized outlets of the old house.
The wall outlet sprouted an electrical monstrosity of adapters plugged into adapters that sparked ominously.
He had an adapter that let him plug his phone into the car's cigarette lighter for power.
... Well, you've got to adjust and adapt to how the economy ...
... become -- you have to adapt yourself to a million different places to write when you're ...